kendini şanslı saymak
Fiil
daldır-al: panayırlarda belirli bir ücret karşılığında torbaya el sokularak çekilen eşya piyangosu.
İsim
şans/baht/tesadüf işi, piyango.
İsim
sonu talihe kalmış bir şey
(Br) belli bir ücret karşılığı bir kimsenin elini içinde türlü sarılı şeyler bulunan bir torbaya sokup talihine ne çıkarsa alması
daldır-al: panayırlarda belirli bir ücret karşılığında torbaya el sokularak çekilen eşya piyangosu.
İsim
şans/baht/tesadüf işi, piyango.
İsim
talihli/şanslı kimse.
lucky dog! şanslı kerata! herifin şansı var!
He's a lucky dog: Çok şanslıdır kerata!
İşin iş! İşlerin tıkırında! Ne talihli adamsın!
It was lucky you got here in time: İyi ki (talihin
varmış ki) tam vaktinde geldin.
anası Kadir gecesi doğurmuş olmak
Fiil
Kadir gecesi doğmuş olmak
Fiil
kâğıt oyununda şansı olmak
Fiil
talihi yüzüne gülmek, şansı/talihi açılmak,
k.d. şeytanın bacağını kırmak.
We had a lucky escape:
İyi kurtulduk/şansımız varmış ki kurtulduk.
yüzde yüz çıkacak bir tahminde bulunmak
Fiil
arka arkaya talihin gülmesi