1. hazır bulunan, devam eden, mevcut/var olan.
    One of the attendant difficulties during the war was lack
    of food: Harp esnasında mevcut sıkıntılardan birisi gıda yetersizliği idi.
  2. eşlik/refakat eden, refik, maiyet memuru, musahip, beraber olan, yanında.
    He arrived with several
    attendant helpers: Yanında birçok yardımcıları ile geldi.
  3. hizmetçi, hizmetkâr, (mağazada) tezgâhtar, (tiyatro, müze vb. de) memur.
  4. bakıcı, koruyucu, muhafız.
  5. sonuç, netice, akibet, birşeyle beraber gelen, birşeyin sonucu olan, -in doğurduğu.
    war and its attendant
    evils: harp ve doğurduğu fenalıklar.
    poverty and its attendant hardships: yoksulluk ve doğurduğu sıkıntı/meşakkat.
kamarot
kabin görevlisi İsim, Hava Taşımacılığı
kabin memuru İsim, Hava Taşımacılığı
uçuş görevlisi İsim, Hava Taşımacılığı
host (erkek) İsim, Hava Taşımacılığı
hostes (kadın) İsim, Hava Taşımacılığı
(Br) park kahyası İsim
(Br) otomobil parkı kâhyası İsim
(Br) kâhyalı otomobil parkı
otomobil parkı kâhyası İsim
kasa hademesi
vestiyerci
vestiyerci
mübaşir
benzinci İsim, İstihdam
kabin görevlisi İsim, Hava Taşımacılığı
kabin memuru İsim, Hava Taşımacılığı
uçuş görevlisi İsim, Hava Taşımacılığı
host (erkek) İsim, Hava Taşımacılığı
hostes (kadın) İsim, Hava Taşımacılığı
benzinci
garaj sorumlusu
benzin doldurucusu
(US) benzinci
(US) benzincide çalışan işçi
hastabakıcı
hastane hastabakıcısı
tuvaletçi
asansörcü
liman müdürü
(şahıs/aile/kurum) özel doktor.
değnekçi
park bekçisi
park kâhyası İsim
benzin pompacısı
benzin pompacısı
çavuş İsim, İnşaat
telefon servisi memuru
şoför muavini
olay sırasındaki koşullar İsim
yardımcı durumlar İsim
uzun vadeli rehin şartları İsim
ilgili tüm masraflarla birlikte