1. Ön Ek “aşagı(da), alt”:
    catabasis.
  2. Ön Ek “tüm, tamamıyla”:
    catalysis.
  3. Ön Ek “karşı”:
    catapult.
  4. Ön Ek “baştanbaşa”:
    cataphoresis.
  5. Ön Ek “geri, tersine”:
    cataplasia.
cat
kedi
(Felis domestica, F. catus).
Persian cat: Ankara kedisi.
Tom cat: erkek kedi.

Siamese cat: Siyam kedisi.
Zooloji
cat
kedi kürkü.
cat
kedigiller familyasına mensup etçil yırtıcı hayvanlardan herhangi biri: aslan, kaplan, çakal vb.
cat
dedikoducu/kinci/garezkâr/nispetçi.
cat
(a) (herhangi) kimse, şahıs, adam, delikanlı, (b) caz düşkünü.
cat
dokuz kamçılı kırbaç.
cat
büyük yelkenli kotra.
cat
yayın balığı.
cat
(a)
den. griva palangası, (b)
ABD/Cnd. Caterpillar traktörü.
cat
çelik-çomak oyunu, (bu oyunda kullanılan) çomak.
cat
cat burglar ile ayni anlama gelir. becerikli/mahir hırsız.
cat
kamçılamak, kırbaçlamak.
cat
demiri grivaya vurmak. Denizcilik
cat
kusmak.
şekerleme yapma
kedi köpek gibi (kavga ederek) yaşamak Fiil
Kimseyi hakir görme/En hakir gördüğün insanın bile bir hakkı vardır/Kendini bukadar büyük görme.
sokak kedisi,
k.d. şırfıntı, sürtük, düşük ahlâklı kimse.
Angora ile ayni anlama gelir. Ankara kedisi.

panda ile ayni anlama gelir. panda
(Ailurus fulgens): Himalayalarda yaşayan kırmızımsı-kahverengi
tüylü, yüzü beyaz halkalı, ayıya benzer etçil hayvan.
(başkalarına yardım için) kimsenin yanaşmadığı tehlikeli bir işe girişmek, tehlikeli bir işi başarmak
(Farenin kedinin boynuna zil takması gibi).
vb kedi ailesinden iri bir hayvan
aslan
kaplan
alacalı kedi, karışık sarı-siyah-beyaz renkli tüyleri olan kedi.
çilli ev kedisi, üç renkli kedi.
hırgür, kedi-köpek kavgası.
They quarrel like cat and dog: Hiç geçinemezler /Kedi-köpek gibi kavga ederler.
çekilmez/tahammül edilmez yaşam, kavga ve çekişme ile dolu hayat.
zamparalık yapmak, cinsî münasebette bulunacak eş aramak.
cat ile ayni anlama gelir. becerikli/mahir hırsız.
griva mataforası. İsim
distemper İsim
kedi maması İsim, Ev
kedi gibi
bocurgat kablosu İsim
kedi kumu İsim
uyuklama, hafif-kısa uyku, tavşan uykusu, şekerleme. İsim
büyük puhu kuşu. İsim
paletli iş makinesi. İsim
tek yelkenli kotra donanımı.
cat-rigged: tek yelkenli. İsim
kesit-çeker: bilgisayar yardımıyla vücudun kesitlerinin röntgenini çeken makine. İsim
birini gafil avlamak Fiil
kedi beşiği: iki elin parmaklarına ip geçirilerek oynanan bir çocuk oyunu. Birisinin parmaklarında belirli
bir şekilde duran ipi, karşıdaki oyuncu değişik şekilde kendi parmaklarına aktarır.
İsim
karışıklık, giriftlik, muğlâklık.
The socioreligious cat's cradle of small Greek communities. İsim
kedi gözü
yol kenarlarındaki ışıklı işaret direkleri İsim
(arabada) stop lambası İsim
reflektör
esinti
hafif rüzgâr
bir başkan tarafından maşa olarak kullanılan kişi
kedibıyığı: galenli detektörde temas sağlayan sivri uçlu ve yaylı sert tel. İsim, Radyo
yarı-iletkenle temas sağlayan tel (transistorun bağlantı ucu). İsim, Elektrik-Elektronik
kedigözü: bir tür kıymetli taş. İsim
küçük metal veya cam yansıtaç/reflektör. İsim
ground ivy. İsim
akkıvırcık
(Antennaria neodioica): çiçek başları kıvırcık bir tür bitki. İsim
avanak: başkasına alet olan kimse. İsim
hafif rüzgâr. İsim
fırışka, halat düğümü. İsim, Denizcilik
palanga
sırıtık, sırıtkan kimse.
to grin like a Cheshire cat: daima sırıtmak,
k.d. pişmiş kelle
gibi sırıtmak. (1 ve 2 için
Chester ile ayni anlama gelir.).

civet ile ayni anlama gelir. misk kedisi
(Civettictis civetta) : Afrikada yaşar, gri renkte,
boyu 1.20 m., kuyruğu 45 cm olabilen etçil memeli hayvan. Misk kokulu yağlı bir madde çıkarır.
kuru kedi maması İsim, Ev
çok gülünç/güldürücü/komik, insanı gülmekten bayıltan.
zengin, siyasî partilere yardım eden zengin kişi. İsim
kodaman, nüfuzlu/yüksek mevki sahibi kimse. İsim
kendini beğenmiş/halinden memnun/uyuşuk kimse. İsim
kedi köpek gibi kavga etmek Fiil
sırıtmak, ağzı kulaklarına varmak.
garazcı kadın
intikam melekleri İsim
caz müziği tutkunu
yaban kedisi
(Felis chaus).
yaban kedisi
(Felis ocreata): Afrika ve Anadoluda yaşar, evcil kedinin atası sayılır.
dört ayak üstüne düşmek.
He always lands on his feet.
sırrı ağzından kaçırmak.
baklayı ağzından çıkarmak, (istemeyerek) sırrı açıklamak/ifşa etmek, ağzından kaçırmak.
The cat is
out of the bag: Sır açıklandı/etrafa yayıldı.
kedi gibi
veya
like a cat on a hot tin roof
Brit. çok sinirli/endişeli/heyecanlı, yerinde duramayan.

be like a cat on hot bricks: diken üstünde oturmak.
korkuyla kaçma
kuyruğuna basılmış kedi gibi
birini bir işe alet etmek Fiil
Maltız kedisi, tüyleri mavimsi kurşunî bir kedi türü.
kuyruksuz/kısa kuyruklu kedi (bir kedi türü).
(a)
cougar, (b)
bobcat.
en ufak bir delil bile yok
kıpırdayacak yer yok
misk kedisi
(Paradoxurus hermaphroditus): Asya ve Afrikada palmiyelerde yaşayan uzun kuyruklu misk kedisi. İsim
Ankara kedisi.
(birisiyle) kedi fare ile oynar gibi oynamak, (ona) işkence/eziyet etmek.
olayların gelişmesini beklemek/rüzgârın nereden eseceğini beklemek/acele iş yapmamak.
ortalığı karıştırmak, velveleye vermek, şiddetli itirazlara yol açmak.
gizli kalması gereken şeyi açıklayarak büyük karışıklığa/zarara sebep olmak.
Siyam kedisi.
(a) işi becermek, (b) (spor) elleriyle demir çubuğa asılıp bedenini kolları arasından geçirmek.
sokak kedisi
O kedi yine marifetini göstermiş.
kedi tırmıkladı
(a) kımıldanacak yer yok (çok dar yer), (b) iğne atsan yere düşmez (çok kalabalık).
cılız kedi
yoksul kişi
tekir kedi, kaplan gibi tüyleri yollu yaban kedisi.
çilli ev kedisi, üç renkli kedi.
olayların gelişmesini beklemek/rüzgârın nereden eseceğini beklemek/acele iş yapmamak.
ıslak kedi maması İsim, Ev
Kedi olmazsa sıçanlar cirit oynar/Korku olmazsa herkes istediğini yapar.
yaban kedisi İsim, Zooloji
bang
to snap Fiil
out of the blue Zarf
to pick up a knowledge of english Fiil

İki yolun birleştiği yer
Kırılan, çatlayan veya diğer bir şeye ... bir nesnenin çıkardığı ses