1. (a) inmek, aşağı gelmek.
    come down to breakfast. (b) miras kalmak, intikal etmek.
    This song
    comes down us from the 10th century. (b) ucuzlamak, (fiyatı) inmek/düşmek.
    Prices are coming down. I don't think meat will come down this year. (c)
    argo (uyuşturucu madde kullandıktan sonra) kendine gelmek, (ilâcın) etkisinden kurtulmak. (d) (itibarını/haysiyetini/toplumdaki mevkiini) yitirmek, kaybetmek, gözden düşmek, (e) yıkılmak, çökmek, düşmek.
    The roof came down on our heads. (f) (şehirden köye/çiftliğe vb.) gelmek.
    The landowner comes down from London twice a year to visit his farms. (g)
    Brit.üniversiteyi bitirmek, mezun olup ayrılmak, (h)
    come down in favor of someone = come down on the side of someone/something: desteklemek, lehinde karar vermek.
    The industrial court came down on the side of the employers. (i)
    come down handsomely: cömert davranmak, değerini takdir etmek, iyi fiyat biçmek, (j)
    come down in the world: (maddî durumu) düşmek, idbara uğramak.
işleri kötü gitmek Fiil
şanssızlığa uğramak Fiil
hayal/düş kırıklığı, sukutu hayal. İsim
düşüş, sukut, işin ters gitmesi, mevki ve itibarını kaybetme. İsim
alttan almak Fiil
yumuşamak Fiil
zavallı duruma düşmek Fiil
cömert olduğu anlaşılmak Fiil
birinden taraf olmaya karar vermek Fiil
birinin yanında yer almaya karar vermek Fiil
birini desteklemeye karar vermek Fiil
sosyal seviyesi düşmek Fiil
bir zamanlar iyi günler görmüş olmak Fiil
(a) zorlamak, mecbur tutmak, çullanmak, tepesine binmek.
Mother came down on me to clean my room.
(b) cezalandırmak.
The courts are going to come down heavily on young criminals. (c) şiddetle azarlamak.
The teacher came down on me for talking in the class.
birinin yakasına yapışmak Fiil
birini çok ağır eleştirmek Fiil
birini cezalandırmak Fiil
birinin üzerine gitmek Fiil
kazanan tarafta olmak Fiil
birini desteklemeye karar vermek Fiil
birinden taraf olmaya karar vermek Fiil
birinin yanında yer almaya karar vermek Fiil
sökmek Fiil
yavaş yavaş indirmek Fiil
(sonuca) varmak/ulaşmak, müncer olmak.
What do our choices in this matter come down to?
dilenci durumuna düşmek Fiil
gerçeğe dönmek, Hanyayı Konyayı anlamak, kafasına tak demek, ayakları suya ermek.
elden ele geçip birine ulaşmak Fiil
dönüp dolaşıp birinin eline gelmek Fiil
her şey eninde sonunda birşeye dayanmak Fiil
en önemli şey olmak Fiil
her şeyin başı birşey olmak Fiil
(a) (birinin) üstüne yürümek, (b) itham etmek.
(a) (hastalığa) yakalanmak/tutulmak, müptelâ olmak.
I think I'm coming down with a cold: Galiba
nezle oluyorum/nezleye yakalanıyorum.
(fiyatlar) düşmek Fiil
bir hastalığa yakalanmak Fiil
hastalanmak Fiil
daha iyi günler görmüş olmak Fiil
(fiyatlar) birden düşmek Fiil
gerçekçi olmak, gerçek âleme dönmek, hayal kurmaktan vazgeçmek.
neredeyse otobüsün altında kalmak Fiil