tüyleri ürpertmek. 
 His story about dead people leaving their graves at night really made my flesh creep.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        tüylerini ürpertmek. 
 It makes my flesh creep. 
 one's pound of flesh: (birinin) boynunun borcu/vecibesi.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        daha yüksek vergi dilimlerine girme
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        (US) enflasyona karşılık gelir seviyesi yükseldiğinde
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        birinin tüylerini diken diken etmek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        tüylerini diken diken etmek
                        
Fiil                        
                    
                 
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        sıvışmak, sessizce uzaklaşmak.
                        
                        
                    
                 
                
                
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        yavaşça yaklaşmak. 
 Old age is creeping on: İhtiyarlık çöküyor.
                        
                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        sünme performansı
                        
İsim, Mekanik                        
                    
                 
                
                    
                    
                    
                    
                    
                        korkunç/tüyler ürpertici hikâye.