1. hendek, ark, hark.
  2. doğal suyolu, dar boğaz vb..
  3. hendek kazmak, hendekle çevirmek.
  4. hendeğe yuvarlamak, (otomobili) devirmek, (treni) raydan çıkarmak.
    He ditched his car.
  5. (arızalı uçağı) denize/suya indirmek.
    The pilot ditched he airplane because two engines were on fire.
  6. (a) başından savmak/atmak, ıskartaya çıkarmak, (b) yakasını sıyırmak/kurtarmak, -den kaçmak, sıyrılmak.

    to ditch the cops: polisten kaçmak. (c) ekmek, sepetlemek, bir yerde bırakıp gitmek.
    He promised to drive us to London but he ditched us 50 km away.
uçağı denize indirmek Fiil
kırkmak Fiil
büyük darlık çekmek Fiil
sınır hendeği
sonuna kadar dayanmak Fiil
son nefesine kadar savaşmak Fiil
süzdürme hendeği
akıtma arkı
arabayı hendekten çıkarmak Fiil
yol hendeği
son çare, son savunma/müdafaa. İsim
(US) ana kanal
hendek
otomobili hendeğe yuvarlamak Fiil
okulu asmak Fiil
okulu kırmak Fiil
dersi kırmak Fiil
durgun su
hendek suyu
çirkef
ruhsuz ve sıkıcı
son savunma hakkı
son çare silahları İsim