1. damla(t)mak, damla damla ak(ıt)mak.
    Gasoline dribbled from the leak in the tank.
    dribble away

    mec. gittikçe azalıp tükenmek, erimek.
    Our money seems to be dribbling away now that everything costs more.
  2. salyası akmak.
    The baby is dribbling, wipe its mouth.
  3. Spor topu sürme(k), zıplatarak ileri götürme(k).
  4. damla, sızıntı, damla damla akan/sızan şey.
  5. nebze, küçük parça, zerre, cüz, azıcık, pek az, cüz'î.
    a dribble of revenue: cüz'î/pek az bir gelir.
  6. çiseleme, çisinti, hafif yağmur.
hatalı top sürme İsim, Spor