1. ivmek, çabuklaştırmak, hızlandırmak, süratlendirmek, tacil etmek, kolaylaştırmak.
    If everyone will
    help, it will expedite matters.
  2. çabucak/süratle/vakit geçirmeden yapmak, ifa/icra etmek, kısa zamanda yapıp bitirmek.
    The builders
    promised to expedite the repairs to the roof.
  3. resmen yazmak, göndermek, sevketmek.
  4. ivedi, çabuk, süratli.
  5. uyanık, atik, cevval, tetik, harekete hazır.
işleri çabuklaştırmak Fiil
malı acele sevk etmek Fiil
bir şeyi mümkün olduğu kadar çabuklaştırmak Fiil
kurulun işini çabuklaştırmak Fiil