1. gelişmek, inkişaf etmek.
    A period in which art flourished.
  2. yıldızı parlamak, şöhretin/başarının/ilerlemenin doruğuna ulaşmak, gözde olmak.
  3. başarı/muvaffakiyet kazanmak, zengin olmak.
  4. serpilmek, büyümek, neşvünema bulmak.
  5. (kınından çıkarılmış silahı) gösterişle sallamak, gösteriş yapmak.
  6. yazıları/mektupları süslemek.
  7. süslü/tumturaklı dil kullanmak.
  8. (kollarla) kibirli jestler yapmak.
  9. (kılıcı, değneği vb.) öteye beriye savurmak.
  10. süslemek, tezyin etmek.
  11. çiçeklenmek, çiçek açmak.
  12. (kılıç, vb.) sallama, savurma, gösteriş yapma.
  13. süs, gösteriş, fantazi.
  14. (yazıda) süs, dekor.
  15. (hitabette) sırf etki uyandırmak için söylenen söz.
  16. Müzik (a) gösterişli/fantezi pasaj, (b) tören borusu.
  17. gelişme, inkişaf etme.
    in full flourish: tam gelişme halinde.
  18. çiçeklenme, çiçek açma.
programı süslemek Fiil
malları vitrine dizmek Fiil
malları vitrinde sergilemek Fiil
büyük törenle karşılama
boru sesleri.