Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
flourish
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
gelişmek, inkişaf etmek.
A period in which art flourished.
yıldızı parlamak, şöhretin/başarının/ilerlemenin doruğuna ulaşmak, gözde olmak.
başarı/muvaffakiyet kazanmak, zengin olmak.
serpilmek, büyümek, neşvünema bulmak.
(kınından çıkarılmış silahı) gösterişle sallamak, gösteriş yapmak.
yazıları/mektupları süslemek.
süslü/tumturaklı dil kullanmak.
(kollarla) kibirli jestler yapmak.
(kılıcı, değneği vb.) öteye beriye savurmak.
süslemek, tezyin etmek.
çiçeklenmek, çiçek açmak.
(kılıç, vb.) sallama, savurma, gösteriş yapma.
süs, gösteriş, fantazi.
(yazıda) süs, dekor.
(hitabette) sırf etki uyandırmak için söylenen söz.
Music
(a) gösterişli/fantezi pasaj, (b) tören borusu.
gelişme, inkişaf etme.
in full flourish
: tam gelişme halinde.
çiçeklenme, çiçek açma.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
flourish a program (me)
programı süslemek
Verb
flourish goods
malları vitrine dizmek
Verb
flourish goods
malları vitrinde sergilemek
Verb
flourish of welcome
büyük törenle karşılama
a flourish of trumpets
boru sesleri.
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.