baht, talih.
fortune was against us, we lost: Talihimiz yaver olmadı, kaybettik.
fortune favored him: Bahtı yaver gitti.
fortune smiled on him: Talih yüzüne güldü.
by good fortune: Bereket versin, çok şükür.
seek one's fortune: Talihini başka yerde aramak, servet ve refah peşinde koşmak.
kısmet, kader.
tell fortunes: fala bakmak.
Whatever my fortune may be: Kaderim ne ise, alnıma ne yazıldı ise.
uğur, şans.
try one's fortune: şansını denemek.
She had the good fortune to be free from illness all her life.
varlık, servet.
make a fortune: zengin olmak, servet yapmak.
a small fortune : k.d. küçük bir servet, bir hayli para.
Those jewels must have cost a small fortune: O mücevherler bir hayli pahalı olmalı.
Some men have made great fortunes by developing oil business.
zenginlik, büyük servet, çok para.
a man of fortune: çok zengin adam.
marry a fortune:
zengin bir kadınla evlenmek.
to come into a fortune: büyük bir servete konmak/varis olmak.
It has cost me a fortune: Bu bana çok pahalıya mal oldu.
servet bahşetmek/ihsan etmek/bağışlamak, zengin etmek.
bir servet biriktirmek
Fiil
şu işe bakın ki, ...
Zarf
talihinin en kötü aşamasında
büyük servete konmak
Fiil
büyük bir servet sahibi olmak
Fiil
büyük bir servet sahibi olmak
Fiil
büyük bir servetin sahibi olmak
Fiil
servetinin kalıntılarını toplamak
Fiil
servetini yiyip bitirmek
Fiil
bir servetin yenilip bitirilmesi
birini servetinden mahrum etmek
Fiil
bir serveti kumarda yemek
Fiil
bir serveti har vurup harman savurmak
Fiil
servetini israf etmek
Fiil
servetini har vurup harman savurmak
Fiil
servetinıhar vurup harman savurmak
Fiil
hali vakti yerinde olmak
Fiil
talih bisküviti: içinde küçük bir kâğıda yazılı fal bulunan kıvrık ince bisküvit.
servet avcısı, evlenmek için zengin arayan kimse.
kumarda bir servet kaybetmek
Fiil
servetini kumarda kaybetmek
Fiil
bir serveti yiyip bitirmek
Fiil
(çoluk çocuğun) bakımı ile mükellef olmak, geçimini sağlamak.
kendini tehlikeye maruz bırakmak
Fiil
gelecekte özgürce davranmasını güçleştirebilecek sorumluluklar üstlenmek
Fiil
tüm servetini hisse senet dilerine yatırmış olmak
Fiil
tüm servetini hisse senetlerine yatırmış olmak
Fiil
talih kendinden yana olmak
Fiil
kitaplara küçük bir servet harcamış olmak
Fiil
servet peşinde olmak
Fiil
bir servet tevarüs etmek
Fiil
servetini ömür boyu gelire yatırmak
Fiil
kişinin servetinde gedik açmak
Fiil
bir işten büyük para kazanmak
Fiil
kendi talihini kurmak
Fiil
zengin birine varmak
Fiil
zengin evlilik yapmak
Fiil
bir serveti berbat etmek
Fiil
bir servetin geri kalan kısmı
bir serveti yiyip bitirmek
Fiil
000 dolar olarak tahmin etmek
Fiil
birinin falına bakmak
Fiil
küsmüş talihini güldürmek
Fiil
servetine yeni bir çekidüzen vermek
Fiil
servetini yeniden ele geçirme
servetine yeniden kavuşmak
Fiil
servetini tehlikeye atmak
Fiil
servetinıyiyip tüketmiş olmak
Fiil
bütün servetini yiyip tüketmiş olmak
Fiil
bir çıkar veya macera için askerlik yapan kimse.
işine büyük bir servet harcamak
Fiil
kitaplara küçük bir servet harcamış olmak
Fiil
servetini har vurup harman savurmak
Fiil
büyük bir servetin sahibi
bir girişimde şansını denemek
Fiil
alınyazısı için hayıflanmak
Fiil
Feleğin çarkı, çarkı felek.
İsim
(oyun, kumar vb.) fırıldak, rulet.
İsim
birine vasiyetle bir servet bırakmak
Fiil