Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

göze hoş gelme; görsel cazibe
visual appeal
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.

Türkçe-Ingilizce Çeviri

  1. Bilgi Teknolojileri cell
  2. beautiful
  3. loculus
Türkçe-Ingilizce çeviriler: Zargan Ltd.

Türkçe-Ingilizce Ilgili Terimler

Tablo gözesi
Table cell Bilgi Teknolojileri
göze ait
ocular
göze almak
to chance Fiil
göze almak
to risk Fiil
göze almak
to catch Fiil
göze almak
to envisage Fiil
göze almak
to venture Fiil
göze batacak derecede kendini beğenmiş kişi
coxcomb
göze batan
obtrusive Sıfat
göze batan
screaming
göze batan reklam
flaring advertisement
göze batar bir biçimde süslemek ya da göstermek
to emblazon Fiil
göze batıcı
blatant
göze batmadan kendi halinde yaşamak
to lie low Fiil
göze batmadan yaşamak
to live in the shadow Fiil
göze batmak
to leap to the eye Fiil
göze batmak
to attract attention Fiil
göze batmamak
to lie doggo Fiil
göze batmamaya çalışmak
to try to look inconspicuous Fiil
göze belirgin bir şekilde görünmek
to jump off the page Fiil
göze çarpan
in evidence
göze çarpan
flamboyant
göze çarpan
noteworthy Sıfat
göze çarpan
marked
göze çarpan
striking
göze çarpan
salient
göze çarpan
observable
göze çarpan
outstanding
göze çarpan
conspicuous Sıfat
göze çarpan
prominent
göze çarpan poster
screaming poster
göze çarpan şekilde
markedly Zarf
göze çarpan şey
prominence
göze çarpıcı bir şekilde giyinmek
to come on flashy Fiil
göze çarpmak
to greet Fiil
göze çarpmak
to be conspicuous Fiil
göze çarpmaktan kaçmak
to escape detection Fiil
göze çarpmayan
inconspicuous Sıfat
göze çarpmaz
unobstructed
göze çirkin görünen şey
eyesore
göze erimi
cell range Bilgi Teknolojileri
göze gelmek
to be affected by the evil eye Fiil
göze girmek
to ingratiate oneself with sb Fiil
göze girmek için yalancı iltifat
claptrap
göze girmeye çalışma
gallery play
göze girmeye çalışmak
to play to the gallery Fiil
göze görünmeyen
unseen
göze göz , dişe diş
an eye for an eye
göze hitap eden
sightly
göze hoş gelen şey
eye candy İsim
göze hoş görünmeyen
unsightly
göze hoş görünmeyen parlaklıkta
garish
göze hoş görünmeyen zevksiz bir reklam
buckeye
göze koruması
cell protection Bilgi Teknolojileri
göze rahatlık
relief to the eye
göze sıçramak
to spring to the eye Fiil
göze yumruk yeme
smack in the eye
(ahlaksızca davranışlar bakımından) göze batma
flagrancy
(kötü kişiler ya da hareketlerle ilgili olarak) göze batan
flagrant
10 doları kaybetmeyi göze almak
to stand to lose $ 10 Fiil
aşırı davranışlarından dolayı göze çarpan
flamboyant
belirli bir amaca ulaşmak için büyük risk göze alan kişi
brinkman
belirli bir amaca ulaşmak için büyük riski göze alma
brinkmanship
bir reklamda en göze batan büyüklükteki yazı ya da resim
heading
bir riski göze almak
to undertake a risk Fiil
bir riski göze almak
to take upon oneself a risk Fiil
bir riski göze almak
to accept a risk Fiil
bir şeyin göze çarpan kısmı
feature
bir şeyin tehlikelerini göze almak
to dare the perils of sth Fiil
bir tehlikei göze almak
to run a risk Fiil
biri için her şeyi göze almak
to go through fire and water for sb Fiil
biriyle göz göze gelmek
to meet someone's eyes Fiil
bütün riskleri göze almak
to assume all risks Fiil
büyük risk göze almak
to take close chances Fiil
çatışmayı göze almak
to put a conflict into perspective Fiil
dişe diş göze göz
an eye for an eye and a tooth for a tooth
genellikle saldırganca , göz göze bakışmak
to eyeball to eyeball Fiil
göz göze gelmemeye çalışmak
to avoid sb's eye Fiil
göz göze gelmeye çalışarak dikkatini çekmek
to catch sb's eye Fiil
hemen göze çarpan
glaring
her şey göze alındığında
all circumstancess considered
her şeyi göze almak
to go for broke Fiil
her şeyi göze almak
to go through fire and water Fiil
iş hayatında ticari ya da mali bir rizikoyu göze almak
to adventure Fiil
işinde zarar ziyanı göze almak
to jeopardize one's business Fiil
riski göze almak
to take risks Fiil
riski göze almak
to take the risk Fiil
riski göze almak
to take aars Fiil
tehlikesini de göze alarak
at the risk of
tehlikeyi göze alamayız
we cannot afford to take the risk
tehlikeyi göze alma
taking a risk
tehlikeyi göze almak
to run a hazard Fiil
tehlikeyi göze almak
to be prepared to take a risk Fiil
tehlikeyi göze almak
to sail near (close) to the wind Fiil
üstünlük ve değeri ile göze çarpan şey veya kimse
standout
yeniden göze girmek
to be back in favour Fiil
yenilgiyi göze almak
to risk defeat Fiil
Türkçe-Ingilizce terim çevirileri: Zargan Ltd.

Türkçe Sözlük (Kubbealti Lugati)

  1. Hücre
Kubbealti Akademisi Kültür ve Sanat Vakfi isbirligiyle yayinlanan özet bilgilerdir. Kelimenin kökeni, tüm anlamlari ve örnek cümleler için www.kubbealtilugati.com sitesini ziyaret edebilirsiniz.