Zarf kibarca, nazikâne, asilâne, yavaşça, hafifçe. to deal gently with someone: birisine kibarca davranmak,
kibar muamele etmek. The road slopes gently down the river: Yol hafif bir eğimle nehire iner. to go gently with/on someone: bir kimseyi zorlamamak, üstüne varmamak. gently does it! Yavaş ol! zorlama! gently born: doğuştan asil, soylu aileden.