1. İsim şan, şeref, şöhret, ün.
    crowned with glory: şanlı, ünlü.
    cover oneself with glory: şan kazanmak.
  2. İsim debdebe, haşmet, ihtişam, görkemlilik, parlaklık, harikulâde güzellik.
    the glory of autumn/of a summer
    day. Rome at the heights of its glory.
  3. İsim övgü, övme, medih, sena, sitayiş.
  4. İsim celâl, izzet.
  5. İsim mutlak saadet, mutluluk, manevî huzur, gönül huzuru.
    to be in one's glory: gönül huzuru içinde olmak.
  6. İsim ayla, hale, nurayla.
  7. İsim şükran, hamd, hamdüsena.
    give glory to God: Allaha şükretmek/hamdüsena etmek.
    glory be to God:
    Hamdolsun, Elhamdülillâh.
  8. İsim
    glory in: iftihar etmek, sevinç/gurur duymak, övünmek.
    His father gloried in his success.
  9. İsim böbürlenmek.
  10. Ünlem Allah Allah! Maşallah!
şöhretinin zirvesinde olmak Fiil
şöhretinin doruğunda olmak Fiil
ölmek, rahmete kavuşmak, vefat etmek, ahirete göçmek.
gone to glory: ölmüş, müteveffa, rahmete kavuşmuş.
en parlak/görkemli çağında, en mutlu çağında.
be in one's glory: en mükemmel halinde olmak, fevkalâde
mutlu olmak, hayranlariyle çevrilmiş olmak, şan ve şöhretin zirvesinde olmak.
She was in all her glory, dressed in gold from head to foot.
şeref, tantana günleri İsim
tantanalı günler İsim
şan şeref yolunda ilerlemek Fiil
şan şeref peşinde olmak Fiil
şan ve şerefe doymama
ABD bayrağı.
Zafer Yolları Özel Isim, Sinema
şeref dolu meslek yaşamı
birini öldürmek Fiil
öldürmek.
sandık odası İsim
birşeyden gurur duymak Fiil
birşeyden memnun olmak Fiil
birşeyden zevk almak Fiil
birşeye sevinmek Fiil
birşeyle böbürlenmek Fiil
birşeyle övünmek Fiil
birşeyden memnuniyet duymak Fiil
birşeyden mutlu olmak Fiil
iyi bir amaç uğruna çalışma onuru
çağın gururu olmak Fiil