1. Geçişli Fiil memnun/mahzuz/hoşnut etmek, zevk/haz vermek.
    Flattery gratifies a vain person.
    It gratified
    me to know how soon she would be well again: Çabuk iyileşeceğini öğrenmekten memnun oldum.
  2. Geçişli Fiil tatmin etmek, (ihtiyacını) gidermek.
    She wanted to gratify her curiosity. Would it ever be possible
    to gratify my desire to see Europe?
  3. Geçişli Fiil mükâfatlandırmak.
bir çocuğun bilgi açlığını gidermek Fiil
nefsi körletmek Fiil
nefis körletmek Fiil