fenalığa karşı iyilik yaparak birini utandırmak/mahcup etmek.
Jean Valjean stole the Bishop's silver, but the Bishop heaped coals of fire on his head by giving silver to him.
kötülüğe iyilikle karşılık vererek utandırmak /vicdan azabı çektirmek.
birden şaşkına dönmek
Fiil
çok şaşırmak, şaşırıp kalmak, hayretten küçük dilini yutmak.
I was struck all of a heap: Şaşırıp kaldım.
hurdalık, hurda yığını.
Put that plan on the scrap heap; it'll never work.
kötülüğe karşı iyilik yaparak karşısındakinde suçluluk duygusu uyandırmak
Fiil
birine iltifatlar yağdırmak
Fiil
yangına körükle gitmek
Fiil
birine hakaret yağdırmak
Fiil
tarihin tozlu sayfaları
İsim