1. Denizcilik (a) dümen yekesi, (b) dümen takımı, (c) dümenin gemi eksenine göre açısı.
    15 degree helm.
    Down
    with the helm: Orsa alabanda!
    Port your helm: İskeleye dümen kır!
    answer the helm: dümeni dinlemek/tutmak.
  2. yönetim, idare, kumanda, kontrol (mevkii).
  3. yönetmek, idare/kontrol/kumanda etmek, yedmek, yöneltmek, yön vermek, dümeni idare etmek.
  4. heaume ile ayni anlama gelir. miğfer, Orta Çağlarda giyilen ve başı tamamen örten çelik şapka.
  5. miğfer giymek/takmak/geçirmek.
dümeni dinlemek.
başta, kumanda/idare mevkiinde, dümende.
With our leader at the helm, things are sure to improve.
dümende olmak Fiil
dümen kırmak.
(gemicilik) baş tutmak Fiil
dümen tutmak Fiil
dümen kırmak, dümeni karşı tarafa basmak.
(a) yönetimi ele almak.
The situation began to improve soon after the new director took over the helm.
(b) dümen başına geçmek.
yönetim/idare başında bulunmak, yönetmek, yedmek, idare etmek.
devletin dümen çarkı
...'in başında
He was at the helm of a large company. Zarf
gemiyi rüzgâr yönüne çevirmek.
...'in başına geçmek Fiil
boca etmek Fiil
boca alabanda