helter skelter

acele ile, telâşla, alelacele, apar topar, paldır küldür, çil yavrusu gibi.
She went helter-skelter
down the stairs: Paldır küldür merdivenlerden indi.
The children ran helter-skelter when the dog rushed at them.
gelişigüzel, karmakarışık, darmadağınık, intizamsız /düzensiz (bir şekilde).
His clothes were scattered
helter-skelter about the room.
telâş, karışıklık, şaşkınlık, keşmekeş, karmakarışık şey, gürültülü/telâşlı/acele iş, hengâme.
acele, telâşlı, şaşkın, şaşırmış.