1. İsim renk.
    all the hues of the rainbow. The diamond shone with every hue under the sun.
  2. İsim renk tonu, parlaklık veya donukluk, rengin koyuluğu/açıklığı.
    pale hues: donuk renkler.
    The
    dark hue of the ocean. The sky darkened in hue as the night drew nearrer.
  3. İsim şekil, görünüş, biçim.
    The weird hue of the deserted house.
  4. İsim yüz, çehre, sima.
  5. İsim ünlem, feryat, çığlık, haykırış, bağırma (şimdi yalnız
    hue and cry ifadesinde kullanılmaktadır.)
tutuklama emri çıkarmak Fiil
(kaçan hırsızı/katili yakalamak için) çağrışma, bağrışma, halkın “tutun! yakalayın!” diye haykırması. İsim
toplu halde bağırıp çağırma, gürültü koparma, toplu protesto.
They raised a (great) hue and cry against the new rule. İsim
bağırış çağırış İsim
yakalayın ” diye bağrışmak Fiil
vergi tekliflerine karşı protesto etmek Fiil
ölü gibi benzi solmak Fiil