hürriyetten yoksun kılma
İsim, Hak ve Özgürlükler
bir arkadaşa kitaplığından yararlanma özgürlüğü vermek
Fiil
özgürlüğünden vazgeçmek
Fiil
(a) serbest, özgür, başıboş.
The escaped lion is still at liberty. set at liberty: serbest
bırakmak, azat etmek.
be at liberty to do something: bir şeyi yapmakta serbest olmak.
You are at liberty to choose any of these books. (b) işsiz, (c) izinli, yetkili, istediğini yapabilen, istediği gibi davranabilen.
You are not at liberty to change the wording: İfadeyi değiştirmeye yetkili değilsiniz.
kişisel/toplumsal özgürlükler: kişilere yasalarla tanına özgürlükler.
İsim
özgürlüğün kısıtlanması
İsim, Hukuk
kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
İsim, Hukuk
özgürlükten yoksun bırakma
İsim, Hak ve Özgürlükler
birinin özgürlüğünü iade etmek
Fiil
şahsi hürriyet (hareket veya yer değiştirme hürriyeti
birini yeniden özgürlüğe kavuşturmak
Fiil
birine özgürlüğünü iade etmek
Fiil
birine özgürlüğünü geri vermek
Fiil
yeniden özgürlüğe kavuşmak
Fiil
ABD tarihinde İngiliz yönetimine karşı çıkan cemiyetler.
özgürlük anıtı
İsim, Mimarlık
Özgürlük Heykeli
İsim, Mimarlık
savaş tahvilleri (I . Dünya Savaşı'na katılabilmek ve müttefiklere yardım edebilmek için ABD tarafından çıkarılan tahviller
İsim
azat külâhı: eski Romada azat edilen esirlere verilen yumuşak konik külâh ki özgürlük simgesi olarak
kullanılırdı. Phrygian cap
İsim
(deniz sigortası) bölgesel olarak sınırlanmamış sigorta
Hürriyet Partisi
Özel Isim, Siyasi Partiler
yolculuk etme serbestliği
halkın özgürlüğünü kaldırmaya yeltenme
... yapmakta serbest olmak
Fiil
serbest hareket özgürlüğü
tam hareket serbestisi olmak
Fiil
çalışma özgürlüğüne engel olmak
Fiil
çalışma serbestliğini engelleme
çalışma hürriyetinıkısıtlamak
Fiil
çalışma özgürlüğüne engel olan
(a) cesaret etmek, cür'et/yüreklilik göstermek, (b) sırnaşıklık/küstahlık/saygısızlık/ yüzsüzlük etmek,
küstahlaşmak, lâübalileşmek.
He was not the sort of man with whom one took liberties: Ona karşı hiç kimse lâübalilik yapamazdı.
Basın özgürlüğünün topluma sağladığı faydalar
İsim