1. dokuz.
  2. dokuz sayısı/rakamı: 9, IX.
  3. dokuz kişi/şey.
  4. beyzbol takımı.
  5. (iskambilde) dokuzlu.
Zamanında onarılan küçük bir hata büyük zararları önler.
son derece mutlu, mes'ut, saadetten âdetâ uçan.
The newlyweds seemed to be on cloud nine: Yeni
evliler saadetten âdetâ uçuyorlardı.
iskambil gibi devrilmek Fiil
son derece mutlu, başı göklere değmiş, sevinçten uçuyor.
We were on cloud nine when our team won the world championship.
dokuz güzel sanat tanrıçası.
kısa süre ilgi/heyecan uyandırdıktan sonra unutulan nesne.
dokuzar
dokuz yaşlı adam (ABD Yüksek Mahkemesi'nin dokuz yargıcı
uzun dikence balığı İsim, Zooloji
yüzde doksan, hemen hemen daima.
Even before I open my mouth, my wife seems to know what I'm going
to say nine times out of ten.
(a) 99, (b)
ninety nine times out of a hundred
k.d. yüzde 99, hemen hemen daima, ekseriya.

ninety nine times out of a hundred I am right: Yüzde 99 (=ekseriya) ben haklıyım.
gelip geçici heyecan
birdenbire meşhur olup kısa zamanda unutulan şey
(kedi gibi) dokuz canlı olmak.
(US) güç durumda olma
(veya
Brit.:
nine points)
of the law: Zilyetlik mülkiyet hakkının en büyük delilidir.
makine gibi konuşmak Fiil
banka sabah dokuzda açılmak lıyor
dokuz güzel sanat tanrıçası.
  1. grandmother
  2. granny
  3. nanny
  4. grandparent
  5. gran
  6. grandma
  7. grannie
  8. old woman
  9. grandmamma
  10. beldam(e)
nursing mother

Türkçe Sözlük (Kubbealti Lugati)

  1. Büyükanne, anneanne veya babaanne