Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. çalışmakta ya da üretilmekte
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

carry on a business under one's name
kendi adı altında iş yapmak Fiil
concentrate (one's thoughts on a certain subject
teksif etmek Fiil
drag one's feet on a matter
ayak sürümek Fiil
enter one's name on a list
adını bir listeye yazmak Fiil
focus one's efforts on a problem
bütün çabalarını bir soruna yöneltmek Fiil
give one's hand on a bargain
bir pazarlığı tokalaşarak sonuçlandırmak Fiil
lump one's all on a horse
her şeyini bir ata yatırmak Fiil
Management of real estate on a fee or contract basis (NACE code: L68.3.2)
Bir ücret veya sözleşme temeline dayalı olarak gayrimenkulun yönetilmesi (NACE kodu: 68.32) İsim, Sanayi ve Zanaatler
on a frolic of one's own
kendi keyfi için
place one's seal on a document
bir belgeye mührünü basmak Fiil
put one's money on a scratched horse
topal atla yarışa çıkmak.
put one's name on a list
adını listeye koymak Fiil
put one's personal stamp on a company
bir şirkete kendi damgasını basmak Fiil
put one's shirt on a horse
(yarışta) bütün parasını bir at üzerine koyarak bahse girmek.
Real estate activities on a fee or contract basis (NACE code: L68.3)
Bir ücret veya sözleşme temeline dayalı olan gayrimenkul faaliyetleri (NACE kodu: 68.3) İsim, Sanayi ve Zanaatler
set one's life on a chance
hayatını tehlikeye atmak Fiil
set one's life on a chance
hayatını bir şansa bağlamak Fiil
stamp one's approval on a document
bir belgeyi onaylamak için damgalamak Fiil
take one's stand on a letter
bir mektuba dayanmak Fiil
Wholesale on a fee or contract basis (NACE code: G46.1)
Bir ücret veya sözleşmeye dayalı olarak yapılan toptan ticaret (NACE kodu: 46.1) İsim, Sanayi ve Zanaatler
on a contract basis
mukaveleli
on a day-to-day basis
idareten
on a descending scale
(vergi) azalan oranlı
on a knife edge
bıçak sırtında
on a knife edge
tedirgin
on a large scale
büyük çapta
on a lee shore
güçlüklerle karşı karşıya
on a level place
düzayak
on a limited scale
az miktarda
on a non-discriminatory basis
eşit şartlarla
on a non-discriminatory basis
ayrımcı olmayan bir temelde, ayrım yapılmaksızın
on a par with
eşit derecede veya kıymette
on a part-time basis
yarımgün olarak
on a rough calculation
aşağı yukarı
on a royalty basis
telif hakkı lisans ücreti ödeyerek
on a royalty-free basis
lisans ücreti ödemeden
on a scale
(borsa) muhtelif kurlarla sınırlanmış
on a similar footing
aynı durumda
on a similar footing
benzer durumda
on a small-scale
küçük çapta
on a statutory footing
kanuni dayanağı bulunma
on a statutory footing
kanuni olarak
on a turnkey basis
anahtar teslimi
on a voluntary basis
ihtiyari olarak
on a war footing
sefere hazır
on a wider plane
daha geniş bir düzeyde
act on a letter
mektuptaki talimat üzerine hareket etmek Fiil
act on a thought
bir düşünceyi hayata geçirmek Fiil
act on a thought
bir fikri hayata geçirmek Fiil
advance on a contract
sözleşme ile verilen avans
agree on a date
bir tarih üzerinde anlaşmak Fiil
be on a committee
bir kurulda bulunmak Fiil
be on a committee
kurulda bulunmak Fiil
be on a downslope
inişte olmak Fiil
be on a downswing
(satışlar) ciroda düşüş göstermek Fiil
be on a list
listede olmak Fiil
be on a razor
zor durumda olmak Fiil
bearing on a question
bir sorunla ilgisi olmak Fiil
borrow on a policy
poliçe karşılığı ödünç para almak Fiil
buy on a fall
fiyatlar inmişken (hisse) satın almak Fiil
buy on a fall
borsada fiyatlar düştüğünde hisse satın almak Fiil
call on a client
bir müşteriyi ziyaret etmek Fiil
call on a guarantee
teminat istemek Fiil
call on a place
bir yere kısa ziyarette bulunmak Fiil
capitalize on a strike
bir grevden yararlanmak Fiil
carry on a business
bir iş yürütmek Fiil
carry on a business
bir iş yapmak Fiil
carry on a conversation
bir konuşmayı sürdürmek Fiil
carry on a conversation
konuşmayı sürdürmek Fiil
carry on a correspondence
yazışmaya devam etmek Fiil
carry on a correspondence
yazışmayı sürdürmek Fiil
carry on a job
bir iş yapmak Fiil
carry on a lawsuit
davası olmak Fiil
carry on a partnership
bir ortaklığı sürdürmek Fiil
carry on a practice
bir meslekte çalışmak Fiil
carry on a profession
bir meslekte çalışmak Fiil
carry on a profession
bir meslek icra etmek Fiil
carry on a trade
bir işi olmak Fiil
carry on a trade
bir iş yapmak Fiil
carry on a trade
bir ticaret yapmak Fiil
charge on a ship
gemi ipoteği
cheating on a sale
gabin
collect on a nfr
senedi tahsile vermek Fiil
comment on a text
bir metni yorumlamak Fiil
depend on a permission
izne bağlı olmak Fiil
detention on a journey
bir yolculukta gecikme
directions on a parcel
koli üzerinde yapılan talimat (adres
distance on a map
bir harita üzerindeki mesafe
embark on a business
bir işe girişmek Fiil
embark on a career
bir mesleğe başlamak Fiil
endorsement on a document
bir belgenin arkasında yazılı şey
figure on a list
listede olmak Fiil
figure on a success
(US) başarıyla sonuçlanacağını beklemek Fiil
fit on a tyre
araba lastiği takmak Fiil
fix on a date
tarih üzerinde uyuşmak Fiil
foreclose on a mortgage
ipotekli mülke el koymak Fiil
foreclose on a mortgage
ipotekli gayri menkulün üzerindeki menfaati elde etmek için icraya vermek Fiil
foreclose on a mortgage
ipotekli borçlunun rehin edilen şeyi ipotekten kurtarma hakkını iskat etmek Fiil
fraud on a power
bir vekâletnamenin kötüye kullanılması
gamble on a fall
(borsa) fiyat düşüklüğünde riske girerek hisse satın almak Fiil
gamble on a rise
borsada fiyatların yükseleceği beklentisiyle oynamak Fiil
go on a campaing
sefere çıkmak Fiil
go on a cruise
turistik geziye çıkmak Fiil
go on a diet
rejime girmek Fiil
go on a journey
seyahate çıkmak Fiil
go on a razzle
gezintiye çıkmak Fiil
go on a trip
seyahate çıkmak Fiil
interest on a loan
ikraz faizi
lean on a reed
güvenilmez birine güvenmek Fiil
order on a bank
havale emri
particulars on a postmark
posta damgasının ayrıntıları İsim
pass on a tax
vergiyi bir şey üzerine yüklemek Fiil
pound on a door
bir kapıyı yumruklamak Fiil
project on a screen
bir ekrana yansıtmak Fiil
project on a screen
ekrana yansıtmak Fiil
pronounce on a subject
bir konuda hüküm vermek Fiil
puppet on a string
kukla
push on a pupil
bir öğrenciyi kayırmak Fiil
put on a price on a painting
bir tabloya fiyat koymak Fiil
put on a show
bir oyunu sahneye koymak Fiil
register on a list
(US) adını bir listeye koymak Fiil
retire on a pension
emekliye ayrılmak Fiil
retire on a pension
emekli aylığıyla emekliye ayrılmak Fiil
ride on a bus
otobüse binmek Fiil
ride on a bus
otobüsle gitmek Fiil
rule on a matter
bir dava konu sunda karar vermek Fiil
rule on a matter
bir dava konusunda karar vermek Fiil
secret on a mission
gizli görevli
seize on a notion
bir fikri benimsemek Fiil
serve on a committee
kurul üyesi olmak Fiil
serve on a jury
jüri üyesi görevini görmek Fiil
settle on a rendezvous
bir randevu tayin etmek Fiil
signature on a bill
bir poliçe üzerindeki imza
sit on a question
kafasında bir soruyu çözmeye çalışmak Fiil
speculate on a rise
fiyatların yükseleceğini bekleyerek hisse satın almak Fiil
stamp on a warrant
ardiye damgası İsim
start on a job
bir işe başlamak Fiil
stick on a label
etiket yapıştırmak Fiil
stick on a sandbank
kumsala oturmak Fiil
sue on a bill
senet için dava etmek Fiil
sue on a bill
senet üzerinde hak talep etmek Fiil
surcharge on a stamp
sürşarj
take on a bet
bahse girmek Fiil
take on a lease
bir kira sözleşmesini yenilemek Fiil
take on a shape
şekillenmek Fiil
turn on a switch
bir elektrik düğmesini çevirmek Fiil
turned on a lathe
tornalı
vote on a question
bir sorun için oylama yapmak Fiil
vote on a resolution
bir kararı oylamak Fiil
vote on a resolution
bir kararı oylama
vote on a resolution
kararı oylamak Fiil
voting on a poll
(şirket toplantısı) yazılı oy kullanma
warm on a subject
bir konuda hararetli tartışmak Fiil
work on a catalogue
katalog yapmak Fiil
(for one's foot) to get a corn on it
nasır bağlamak Fiil
a pinch on one's cheek
makas (argo)
be a drag on someone all one's life
ömrü boyunca birinin baş belası olmak Fiil
be without a spot on one's reputation
itibarı zedelenmemiş olmak Fiil
cast a damper on
gayreti kesmek Fiil
cast a damper on
cesaretini kırmak Fiil
cast a spell on
teshir etmek Fiil
depend on one's pen for a living
kalemiyle geçinmek Fiil
establish a grip on one's own party
kendi partisini avucunun içine almak Fiil
establish a tax on
vergi koymak Fiil
get a grip on
kontrol altına almak Fiil
get a hustle on
(US) acele etmek Fiil
get a station on one's radio set
radyoda bir istasyon bulmak Fiil
have a bearing on
ilgisi olmak Fiil
have a charge on
üzerinde rehin hakkı olmak Fiil
have a chip on one's shoulder
kavgaya hazır olmak Fiil
have a chip on one's shoulder
öfkesi burnunun ucunda olmak Fiil
have a down on
saldırganlık göstermek Fiil
have a lot (too much, etc.) on one's plate
işi başından aşmak, yapacak dünya kadar işi olmak.
have a monkey on one's back
(a) mütemadiyen tehlikeli ilâçlar almak, (b) bir kimseden sürekli nefret etmek.
have a pension on two-thirds of one's salary
maaşının üçte ikisi oranında emekli aylığı almak Fiil
have one's eyes on something as a desirable possession
gözüne kestirmek Fiil
hitch one's wag g on to a star
çok yüksek şeyleri hedeflemek Fiil
inflict a defeat on
bozguna uğratmak Fiil
keep a close watch on one's interests
menfaatlerini yakından korumak Fiil
keep a lid on
serbest ve bozucu hareketlere yol vermemek Fiil
lay down a time limit on one's acceptance
birinin kabulü için zaman sınırı tespit etmek Fiil
leave a stain on
leke yapmak Fiil
make a claim on one's insurance company
sigorta şirketinden talepte bulunmak Fiil
make a draft on
birine bir poliçe keşide etmek Fiil
make a draft on one's account
kendi hesabına poliçe keşide etmek Fiil
make a draft on one's means
kendi parasından sarfetmek Fiil
make a mark on ...
...'de iz bırakmak Fiil
make a stain on
leke yapmak Fiil
miss a payment on one's home
bir ipotek borcunu ödememek Fiil
not harm/touch a hair on someone's head
kılına (bile) dokunmamak, nazik/kibar davranmak, hiçbir zararı dokunmamak. not harm a fly.
on the down a
düşmekte
put a good face on one's actions
memnun olmadığı halde memnun görünmek Fiil
put a mark on
bir şeyi işaretlemek Fiil
put a price on
paha biçmek Fiil
put a prize on
bir şey için ödül koymak Fiil
put a tie on
kravat takmak Fiil
set a high value on one's time
zamanına fazla değer vermek Fiil
set a value (up) on something to rate one's services at a high value
bir şeye değer biçmek hizmetlerine yüksek değer biçmek Fiil
strike out a line on one's own way
kendi yolundan gitmek Fiil
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.