on the go

be always on the go

daima hareket halinde olmak Fiil

keep someone on the go

birini hep hareket halinde tutmak Fiil

be on the go all day

bütün gün hareket halinde olmak Fiil

(for an item) to go on the black market

karaborsaya düşmek Fiil

(sports) to go on to the finals

finale kalmak Fiil

go halves with someone on something (in the expense of sth)

masrafları paylaşmak Fiil

go on a visit to the seaside

deniz kenarına bir gezintiye gitmek Fiil

go on an excursion to the mountains

dağlara gezmeye gitmek Fiil

go on the air

yayına girmek Fiil, Medya ve Yayıncılık

go on the air

yayına başlamak Fiil, Medya ve Yayıncılık

go on the dole

(işsiz) hükümetten haftalık yardımı almak Fiil

go on the floor

(US) söz almak Fiil

go on the parish

belediye yardımıyla geçinmek Fiil

go on the pilgrimage to Mecca

hacca gitmek Fiil

go on the prowl

yağmaya gitmek Fiil

go on the rampage

cinleri tutmak, oraya buraya koşarak çılgınca gürültü yapmak, ortalığı altüst etmek.

go on the stage

sahne oyuncusu olmak Fiil

go on the stage

sahneye çıkmak Fiil

go on the stage

sahne yaşamına atılmak Fiil

go on the stump

siyasi propoganda konuşmaları yapmak Fiil

go out on the town

eğlence için şehre gitmek Fiil

go out on the town

eğlence için şehir hrie gitmek Fiil

go/be on the dole

hükümetten yardım görmek/işsizlik parası almak.

receive the go ahead on a project

bir proje için yeşil ışık yakılmak Fiil