1. Fiil (yürüyerek/koşarak vb.) yetişmek.
    If you hurry, you might be able to overtake him before he reaches his car.
  2. Fiil (herhangi bir işte/yolda) yetişip geçmek, geride bırakmak.
    A car overtook me although I was going very fast.
  3. Fiil (kötü bir olay) birdenbire/apansız/beklenmeden vukubulmak/zuhur etmek/olmak/meydana gelmek, (bir şeye)
    yakalanmak, gafil avlanmak.
    A storm overtook the children: Çocuklar fırtınaya yakalandı.
    We have been overtaken by events [=New (unpleasant) events have happened that have destroyed our plans]: Olaylar bizi gafil avladı [=Nahoş olaylar oldu ve plânlarımızı altüst etti].
  4. Fiil yerini terketmek.
    His fear was slowly overtaken by embarrasment: Korkusu yavaş yavaş yerini utanca terketti.
biriken işleri yetiştirmek Fiil
uygunsuz araba sollamak Fiil
sollamak Fiil
önündeki arabayı sollamak Fiil
yolda başka arabaları sollamak Fiil
konjonktürü aşmak Fiil
konjonktürü alevlendirmek Fiil