planını uygulamak, düşündüklerini yapmak, kozunu oynamak.
play one's cards well: kozunu iyi oynamak.

If the negotiation fails, we still have another card to play.
If you play your cards properly: Fırsattan yararlanabilirsen, kozunu iyi oynarsan.
card (12).
saman altından su yürütmek, kimseye sezdirmeden işini becermek.
kartlarını kötü oynamak Fiil
fırsattan yararlanmak, olanakları değerlendirmek.
tuttuğunu koparmak, işini başarmak/becermek.