1. delme, zımbalama, delik açma.
  2. delik, iğne/zımba deliği.
  3. ufak çukur/çöküntü.
  4. (otomobil lâstiği) patlama, patlak.
    have a puncture: lâstiği patlamak.
    We had a puncture: Lâstiğimiz patladı.
  5. (sivri/keskin bir şeyle) del(in)mek, delik aç(ıl)mak, deş(il)mek.
  6. çökertmek, söndürmek, zedelemek, mahvetmek.
    to puncture a reputation. Failures punctured his confidence.
lomber ponksiyon İsim, Tıp
beyin-omurilik sıvısı almak İsim, Tıp
omurilikten sıvı almak İsim, Tıp
araba lastiğini tamir etmek Fiil
bir araba lastiğini tamir etmek Fiil
patlamaz
dikenli asma, tekerdelen
(Tribula terrestris): Avrupadan batı ABD'ye getirilmiş bileşik yapraklı,
dikenleri otomobil lâstiklerini patlatan bir bitki.
İsim