1. Fiil takırda(t)mak, tıkırda(t)mak, zıngırda(t)mak, çatırda(t)mak, şıngırda(t)mak, tangırda(t)mak, tıngırda(t)mak.

    The windows rattled in the wind. The beggar rattled the coins in his tin.
  2. Fiil takır tukur/tangır tungur/tangırdayarak/takırdayarak gitmek.
    rattle along: (araba) hızla ve gürültü
    ile gitmek.
    The car rattled along the stony road.
  3. Fiil hızlı hızlı konuşmak.
    rattle away = rattle on: durmadan konuşmak.
    rattle off: ezbere söylemek,
    çabuk çabuk/heyecanlı konuşmak, bir çırpıda/kolayca söylemek /yapmak.
    He rattled off the poem. To rattle off a speech. A machine capable of rattling off thousands of calculations in a few minutes.
    rattle on: cırcır ötmek, çok konuşmak, gevezelik etmek, saçmalamak, boş lâf etmek.
    rattle through: alelacele yapıp bitirmek, aceleye getirmek, bitirmek için acele etmek.
    They rattled through the rest of the meeting. To rattle through his speech/her work.
  4. Fiil şaşırtmak, bozmak, aklını karıştırmak, sinirlendirmek.
    Keep calm, don't get rattled. She was so rattled
    that she forgot her speech.
    rattle a person: (birinin) iki ayağını bir pabuca sokmak.
  5. Fiil (avcılıkta) yuvayı karıştırmak, hayvanı ürkütüp yuvasından çıkartmak.
  6. Fiil, Denizcilik
    rattle down: çarmık merdiveni yapmak.
  7. İsim takırtı, tıkırtı, şangırtı, şungurtu, tangırtı, tungurtu, çatırtı, çıtırtı.
  8. İsim kaynana zırıltısı, zırıltı, çocuk çıngırağı.
  9. İsim çıngıraklı yılanın çıngırağı.
  10. İsim (can çekişenin çıkardığı) hırıltı.
meydan okumak Fiil
zangır zangır
zangırdatmak Fiil
can çekişme hırıltısı.
tıkırtı
parlamentodan bir kanun tasarısını yıldırım hızıyla çıkarmak Fiil
tıkırdamak Fiil
zevzeklenmek Fiil
tıkırdatmak Fiil
dilenci kutusunu tıkırdatmak Fiil