alıkoymak, tutmak, zaptetmek, gem vurmak.
She could not restrain her curiosity.
Geçişli Fiil
engellemek, menetmek, yasaklamak.
Geçişli Fiil
kısıtlamak, sınırla(ndır)mak, tahdit etmek.
to restrain trade with Cuba.
Geçişli Fiil
hapsetmek, kapatmak, hürriyetini kısıtlamak.
Geçişli Fiil
bir akıl hastasını zarar vermeyecek duruma getirmek
Fiil
birinin faaliyetlerini sınırlamak
Fiil
birinin çalışma özgürlüğünü kısıtlamak
Fiil