1. Fiil defetmek, püskürtmek, (zorla) sürüp çıkarmak.
    to repel assaillant/invader.
  2. Fiil itmek, (itip) uzaklaştırmak.
    He repelled the medicine.
  3. Fiil geri çevirmek.
    to repel the army's assault.
  4. Fiil bağdaşmamak, uyuşmamak, karışmamak, imtizaç etmemek.
    Water and oil repel each other.
  5. Fiil geçirmemek, emmemek, massetmemek.
    to repel water.
  6. Fiil direnmek, dayanmak, mukavemet göstermek, kapılmamak.
    to repel temptation.
  7. Fiil reddetmek, kabul etmemek.
    to repel a suggestion.
  8. Fiil (bir kimsenin ilerlemesini) önlemek/durdurmak.
  9. Fiil nefret uyandırmak, tiksindirmek, iğrendirmek.
    Her untidy appearance repelled him.
  10. Fiil itmek, defetmek.
böcek kovucu İsim, Kimya Sanayii
böcek kovucu sprey İsim, Kimya Sanayii
bir teklifi reddetmek Fiil
düşmanı püskürtmek Fiil