say
(geç.z.&s.f.).
adı geçen, mezkûr.
said witness: adıgeçen tanık.
said sum: adı geçen meblağ. Hukuk
seyit.
adı geçen Sıfat
bahse konu Sıfat
denilmek denmek Fiil
denmek denilmek Fiil
söylemesi yapmaktan daha kolay.
(söylemesi) dile kolay!
Söylemesi kolay.
ne dediğinizi kaçırmak dım
Ne kadar söylense/tekrar edilse yeridir.
sözlerinin ışığı altında
rivayete/söylenildiğine göre
Ne kadar az lâf söylenirse mesele o kadar çabuk kapanır.
dediğim gibi Zarf
demesiyle yapması bir oldu.
tartışma bitmiştir
yeterince konuşuldu
kabul ediyorum
birine sözünü tutturmak Fiil
Şeyh Sait İsyanı Özel Isim, Tarih
bilmem kim demiş ki …
some writer or other says that … : yazarın biri (bilmem hangi yazar) diyor
ki …
some fool or other: sersemin biri.
söz konusu
bahis bahsi geçen
söz konusu şahıslar İsim
en sonunda, sonuç olarak.
haklısın, hakkın var, iyi ki dedin.
"Let's go home." You said it! I'm tired." " Eve gidelim." "Haklısın. Zaten yorgunum."

Kutlu, uğurlu, mübârek
Yukarıya, yükseğe ... çıkan, yükselen
Kolun dirsekten ... olan kısmı