1. bir zaman.
    sometime soon: yakında.
  2. esnasında, içinde.
    sometime last year: geçen yıl içinde.
    I'll take my holiday sometime in May:
    Tatilimi Mayıs ayı içinde alacağım.
  3. gelecekte, ileride, münasip bir zamanda.
    Come to see me sometime: İleride (münasip bir zamanda)
    beni gör.
    sometime (or other): ergeç, günün birinde, ileride bir gün.
  4. eski.
    Mr. C., sometime governor of A.: eski A. valisi Mr. C.
bir süre bir mevkii işgal etmek Fiil