1. istim, islim.
    at full steam: bütün hızıyla.
    full steam ahead: tam hızla ileri.
    get up
    steam: (bir işe/teşebbüse) azimle/hızla girişmek, hızla gelişmek.
    proceed under its own steam: (gemi) kendi makinesiyle yürümek.
  2. güç, kuvvet, kudret, enerji.
    raise steam (bkz: raise ) (27).
  3. buharlaşmak.
  4. buğulanmak.
  5. buhar çıkarmak/salıvermek.
    steaming hot: çok sıcak.
  6. buğusu/buharı/dumanı çıkmak.
    The cup of coffee was steaming.
  7. buğulamak, buharda pişirmek.
  8. buhara tutmak.
    to steam open an envelope: zarfı buhara tutup açmak.
  9. buram buram tütmek.
    The soup steams on the table.
  10. (kazan vb.) buhar hasıl etmek.
  11. buharla işlemek, hareket etmek.
    to steam ahead: (a) son hızla yol almak, (b) hızlı ilerleme kaydetmek,
    süratle gelişmek.
    The train steamed away/off: Tren hareket etti.
    The ship steamed out of port: Gemi limandan hareket etti.
  12. vapur yolculuğu yapmak.
  13. hiddetlenmek, kızmak, köpürmek.
  14. Sıfat buhar+, buharlı, buharla işleyen.
    steam bath: buhar banyosu.
    steam engine: buhar makinesi,
    lokomotif.
    steam shovel: buhar küreği, buharlı küreme makinesi/ekskavatör.
  15. Sıfat buhar ileten.
    a steam line: buhar borusu.
  16. Sıfat buhar üreten.
    steam boiler: buhar kazanı.
    steam fitter: buhar borucusu, buhar borularını
    döşeyen/tamir eden usta.
    steam fitting: buhar borusu tesisi/tamiri.
  17. Sıfat buhardan elde edilen.
    steam heat: buhardan elde edilen sıcaklık.
    steam heating: buharla
    ısıtma.
    steam heating plant: kalorifer.
    steam iron: buhar ütüsü, buhar püskürten elektrik ütüsü.
  18. Sıfat buharla ısıtılan.
    steam room: hamam.
    steam table: buhar masası: buharla ısıtılarak yemekleri
    sıcak tutan paslanmaz çelikten gözleri olan masa.
Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendİrme üretimi ve dağıtımı (NACE kodu: D) İsim, Sanayi ve Zanaatler
Elektrik, gaz, buhar ve havalandırma sistemi üretim ve dağıtımı (NACE kodu: 35) İsim, Sanayi ve Zanaatler
Buhar jeneratörü imalatı, merkezi ısıtma sıcak su kazanları (boylerleri) hariç (NACE kodu: 25.3) İsim, Sanayi ve Zanaatler
Buhar jeneratörü imalatı, merkezi ısıtma sıcak su kazanları (boylerleri) hariç (NACE kodu: 25.30) İsim, Sanayi ve Zanaatler
Buhar ve iklimlendirme temini (NACE kodu: 35.3) İsim, Sanayi ve Zanaatler
Buhar ve iklimlendirme temini (NACE kodu: 35.30) İsim, Sanayi ve Zanaatler
istimle ısınmak Fiil
(a) ağzına geleni söylemek, içini boşaltmak, ağzını açıp gözünü yummak, verip veriştirmek, (b) fazla
enerjiyi harcamak, istim salıvermek/boşaltmak.
egzoz istimi
harekete gelmek Fiil
bir girişim için kuvvetini toplamak Fiil
alıp yürümek Fiil
buharla ısıtma
istim tutmak Fiil
hiddetlenip içini dökmek Fiil
istim salıvermek Fiil
(a) ağzına geleni söylemek, içini boşaltmak, ağzını açıp gözünü yummak, verip veriştirmek, (b) fazla
enerjiyi harcamak, istim salıvermek/boşaltmak.
taze buhar, güçlü buhar, kazandan gelen basınçlı buhar. İsim
basınçlı buhar İsim, Makine
hız kesmek Fiil
hızlanmak Fiil
daha hızlı gitmek Fiil
proses buharı
enerjisini yitirmek Fiil
(buhar makinesine) istim vermek, istimi yükseltmek.
fazla buhar, çürük buhar.
(a) islim salıvermek, (b) birikmiş enerjiyi sarfetmek.
bir işe gayretle atılmak Fiil
başarıyla ilerleme
buhar kazanı İsim, Sanayi ve Zanaatler
buhar kazanı sigortası İsim
istim kazanı kömürü
kolay heyecanlanmak Fiil
buhar makinası İsim
buhar makinesi
istim makinesi
istim manometresi
buhar kazanı İsim, Sanayi ve Zanaatler
istimle ısınan
istim ile ısıtma
macuna
gara girmek Fiil
istimli soğutucu
buharlı lokomotif
limanı terk etmek Fiil
buhar borusu İsim, Makine
istim borusu İsim, Makine
buharlaşma noktası, normal basınç altında suyun buharlaştığı sıcaklık (100°C).
ev hanımları için program
buharlı silindir, yol silindiri.
ezici, kahhar.
steamroller = steam roller tactics.
silindirle düzeltmek, üzerinden silindir geçirmek.
ezmek, yok etmek, kahretmek, yer ile yeksan etmek.
to steamroller = steam roller all opposition: bütün muhalefeti ezmek.
kazmaç
buhar türbini
(a) buğula(n)mak.
His glasses (became) steamed up when he came into the warm room. (b) güçlendirmek,
kuvvetlendirmek, (c) öfkelendirmek, kızdırmak, hiddetlendirmek.
Don't get all steamed up about it, it's not important.
buharlı tekne
bütün farları sönük ilerlemek Fiil
egzos supabı
buhar kazanlarının denenmesi