Available on App Store
Get it on Google Play
EN
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
thick
Geniş Tasarım
İngilizce-Türkçe
Terimler/Kalıplar
Ingilizce-Türkçe Çeviri
kalın.
kalınlığında(ki).
a board one inch thick .
sık, kesif, ağır.
a thick forest. a thick fog.
koyu, yoğun.
a thick soup.
derin, kesif.
thick darkness.
bariz, belirgin, göze çarpan.
a thick German accent
: bariz bir Alman şivesi.
anlaşılmaz, tutarsız, insicamsız.
thick speech.
çok, dolu, bol.
a room thick with guests
: misafirlerle dolu bir oda.
a table thick with dust
: çok tozlu bir masa.
sıkı, sıkıfıkı, senli benli, samimî, su sızmaz.
be very thick with someone
: birisiyle senli benli
olmak.
thick as thieves
: aralarından su sızmaz, çok sıkıfıkı.
kalın kafalı, ahmak, budala.
as thick as two short planks
: mankafa, kafası saman dolu, aptal mı aptal.
aşırı, abartmalı, mübalâğalı.
That's a bit thick
argo
Bu kadarı da fazla!
They thought
it a bit thick when he called himself genius.
He felt it was a bit thick to be fired
: Haksız yere kovulduğunu düşündü.
(ses) boğuk, kısık.
kalınca.
Slice the cheese thick.
sık bir halde, sık sık.
thick and fast
: birbiri ardınca, durmadan, fasılasız, ara vermeden.
More
discoveries followed thick and fast: Birbiri ardınca yeni keşifler yapıldı.
kalınlık, koyuluk, yoğunluk, bir şeyin en yoğun olduğu yer/zaman.
in the thick of the fight
: kavganın
en şiddetli/ kızgın anında.
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler
(hair) to become thick
gürleşmek
Fiil
(liquid) thick
koyu
a bit thick
kalın kafalı
a bit thick
aptal
a bit thick
geri zekâlı
a bit thick
akla yakın değil
a bit too thick
biraz fazla abartılmış
become thick
kalınlaşmak
Fiil
becoming thick
kalınlaşma
lay it on thick
abartarak övmek/methetmek, ballandırmak, göklere çıkarmak, dalkavukluk yapmak, yaltaklanmak, bin dereden
su getirmek.
Bob wanted to go to the movies. He layed it on thick to his mother
: Bob sinemaya gitmek için annesine yaltaklandı.
lay it on thick
aşırı övmek/methetmek, pöhpöhlemek, dalkavukluk etmek, abartmak.
make something thick
kalınlaştırmak
Fiil
put/spread it on thick
abartarak övmek/methetmek, ballandırmak, göklere çıkarmak, dalkavukluk yapmak, yaltaklanmak, bin dereden
su getirmek.
Bob wanted to go to the movies. He layed it on thick to his mother
: Bob sinemaya gitmek için annesine yaltaklandı.
short and thick
küt
spread it thick
büyütmek
Fiil
spread it thick
abartmak
Fiil
thick and coarse paper
bakkal kâğıdı
thick and thin
sadık
thick and thin
güvenilir
thick and thin
sağlam
thick and thin advocate
sadık taraftar
thick and thin we'll stick together
anca beraber kanca beraber
thick as thieves
adil değil
thick as thieves
aralarından su sızmaz
thick as thieves
hoş değil
thick fog
kesif sis
thick headed
kalın kafalı
thick leather
gön
thick mustache
palabıyık
thick of the crowd
sıkı kalabalık
thick skinned
duygusuz
thick skinned
pişkin
thick skinned
vurdumduymaz
thick stick
sopa
(cloth) thick and closely woven
tok
(hair) thick and rough
çalı gibi
a thick syrup made by boiling down grape juice
pekmez
as thick as peas
denizdeki kum gibi
be as thick as thieves
sıkı fıkı dost olmak
Fiil
have a thick skin
(tenkitlere, azarlanmaya vb.) aldırmamak, aldırış etmemek, vurdum duymaz olmak, kös dinlemek.
in the thick of the fight
kavganın en kızışmış anında
in the thick of the fight
mücadelenin en şiddetli yerinde
lay on it on the thick (with a trowel)
kalın bir boya tabakası sürmek
Fiil
sb who has a long thick mustache
palabıyık
shoulder bag made of thick cloth
heybe
stick by someone through thick and thin
iyi günde kötü günde birinin yanında olmak
Fiil
stick by someone through thick and thin
iyi günde kötü günde birine destek olmak
Fiil
through thick and thin
azimle, metanetle, sebatla, yılmadan, her güçlüğe göğüs gererek.
stick to someone through thick and
thin: birisine her zaman (hem iyi hem kötü günlerinde) sadık kalmak.
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.