1. hafifçe boyamak, renklendirmek, biraz renk vermek.
  2. içine (azıcık bir şey) karıştırmak. admiration tinged with envy: biraz hasetle karışık hayranlık.
    a
    voice tinged with anger: biraz öfkeli bir ses.
    memories tinged with sadness: biraz üzgün anılar.
  3. hafif renk.
  4. iz, azıcık/cüz'î/eserî şey.
    a tinge of garlic: azıcık sarmısak.
hafif ince alay