menfaatlerini yakından korumak
Fiil
saatini rehne vermek
Fiil
saatini radyodaki saat ayarı sinyaline göre ayarlamak
Fiil
dümenine bakmak (argo)
Fiil
çabucak yapıp bitirmek, kaşla göz arasında yapmak, duman attırmak, tozu dumana katmak
. Offer Bill a dollar to clean your yard, and watch his smoke: Bill'e bir dolar verirsen avluyu çabucak temizleyiverir.
" I can go to the store and be back in 5 minutes," bragged Tom, "Just watch my dust."
çabucak yapıp bitirmek, kaşla göz arasında yapmak, duman attırmak, tozu dumana katmak
. Offer Bill a dollar to clean your yard, and watch his smoke: Bill'e bir dolar verirsen avluyu çabucak temizleyiverir.
" I can go to the store and be back in 5 minutes," bragged Tom, "Just watch my dust."
çok dikkat etmek, ihtiyatlı davranmak, önüne/bastığı yere bakmak.
watch your step! dikkat et!
önüne/bastığın yere bak! sakın ha! aman yavaş!
dikkat etmek, uyanık bulunmak, ayağını denk almak.
belin inceliği konusunda itina göstermek
Fiil
birini göz ucuyla izlemek
Fiil
=
keep watch: gözkulak olmak, gözden ayırmamak, başında nöbet beklemek.
To keep watch over a sickbed.
İngiliz Ordusunda İskoç Alayı.
İsim
saat başlarını vuran kol saati. repeater (3).
İsim
öksüz vardiya: gemide 16.00-18.00 ve 18.00-20.00 arasında tutulan kısa akşam nöbeti.
İsim
ilk nöbet, saat 20.00-24.00 nöbeti.
bir saati tamir etmek
Fiil
(a) gece nöbeti, geceyarısından sabaha kadar süren nöbet, (b) gece nöbetçisi.
gemi limanda iken tutulan vardiya
İnsan Hakları İzleme Örgütü
Özel Isim, Kurum İsimleri
kapaklı saat, avcı saati.
bekçilik etmek, nöbet beklemek.
Fiil
(a) sabah duası (vakti), (b)
den. 04.00-08.00 nöbeti/vardiyası.
(hırsızlara karşı) mahalleli nöbeti
gece nöbeti/vardiyası.
İsim
night watches: gece nöbeti saatleri/süreleri.
İsim
uyanık, tetikte, dikkatli, müteyakkız.
rehindeki saati kurtarmak
Fiil
kendi kendine kurulan saat
bu saat bir yıl garantili
bir gösteriyi kulis arkasından seyretmek
Fiil
televizyon programı seyretmek
Fiil
bir televizyon programı seyretmek
Fiil
sürekli nöbet/nezaret, gece gündüz nöbet bekleme.
İsim
vardiya zamanını bildirmek için kullanılan kampana
yün bere (bahriyeliler soğuk havada giyerler).
saat zinciri/kösteği.
İsim
(Br) (yerel idare) emniyet gözetim kurulu
işaret ateşi, nöbetçilerin ısınmak için yaktıkları ateş.
İsim
saat camı
(watch crystal ile ayni anlama gelir.
).
İsim
saat kösteği/kaytanı.
İsim
gözleme listesi (bir şirkette gözlem altındaki verimsiz memurların listesi
Gözaltı Pazarı
İsim, Bankacılık
/
watch-night service,
is. yılbaşı gecesi yapılan dinsel tören.
(denizcilik) nöbetçi subayı
(a) dikkatli olmak, (kendine) mukayyet olmak, (b) ihtiyatlı olmak, ayağını denk atmak.
dikkatli olmak, gözkulak olmak, kendini korumak.
watch out! dikkat!
korumak, güvence altına almak, nezaret etmek.
watch over a flock: sürüyü gütmek.
birinin hareketlerini izlemek
Fiil
bir şeyi dikkatle izlemek
Fiil
el palangası, orsa palangası (
handy-billy, jigger ile ayni anlama gelir.).
İsim
gözü saatte olmak, (canı sıkıldığından) paydos saatinin bir an gelmesini beklemek, işin bitimini gözlemek.
He's a terrible clock -watcher: Tembelin biridir.
to be guilty of clock-watching: dalga geçmekten/havyar kesmekten suçlu olmak.
Ağzından çıkanı kulağın duysun!
Ağzından çıkanı kulağın duysun!
Ağzından çıkanı kulağın duysun!
su ve elektrik hizmetlerini kesmek
Fiil
bir mahpusu daha iyi gözetimde tutmak
Fiil
birine göz kulak olmak
Fiil
dikkatle takip etmek.
The gavernment is keeping (a) close watch on the activities of that political party.
göz kulak olmak, beklemek.
Keep watch for the milkman, I want to pay him today.
saatim iyi/doğru işliyor.
bir saati tamir etmek
Fiil