vote

  1. Noun rey
  2. Noun oy, rey.
    The person receiving the most votes is elected. I shall give my vote to Mr. X.
  3. Noun oy pusulası.
    Members were asked to place their votes in the box. More than a million votes were cast.
  4. Noun oy(lama)/seçim hakkı.
    Not everybody has a vote . To give women the vote .
  5. Noun oylama sonucu.
    Was the vote for or against the resolution?
  6. Noun oylarla belirtilen fikir/karar.
    The women's vote will certainly be in favor of spending more on schools.
    the labor vote . the vote of the people.
  7. Noun oy toplamı.
  8. Verb oylamak, oy/rey vermek.
    vote for …: oyunu …'e vermek, seçmek.
    He voted for the Democrats.

    vote against: seçmemek, aleyhte oy vermek.
  9. Verb lehinde oy vermek, oy vererek seçmek, oyu ile desteklemek.
  10. Verb oybirliği/çoğunluğu ile kararlaştırmak, kabul/ilân etmek.
    Parliament has voted the town a large sum
    of money for a new road. They voted the trip a success.
  11. Verb önermek, teklif etmek, teklifinde bulunmak, fikir beyan etmek.
    I vote that we go.
oy atmak Verb
oyunu kullanmak Verb
oy vermek, oyunu kullanmak.
oyunu kullanmak Verb
oyu vermek Verb
bir aday için oyunu kullanmak Verb
oyunu bir partiye vermek Verb
oyunu kullanmak Verb
oy atmak Verb
oyunu satmak Verb
oyunu türlü adaylara vermek Verb
oyunu bölmek (oyunu birden çok adaya bölmek Verb
oyunu bölmek Verb
ayağa kalkarak oy kullanmak Verb
ayağa kalkarak oy kullanmak Verb
seçimde memurları üzerinde nüfuz kullanmak Verb
protesto maksadıyla ayağa kalkıp toplantıyı terketmek.
protesto olarak ayağa kalkıp mitingden çıkmak Verb
oylama Noun
çekimser kalmak Verb
posta ile gönderilen oy.
olumlu oy
muvafık rey
evet oyu
parti grubu tarafından alınan karar üzerine milletvekillerinin aynı oy kullanma zorunluluğunu kaldırmak Verb
asker oyu
ordu bütçesi
referandum
oy verme ehliyeti olabilmek Verb
oy kullanma hakkı olmak Verb
boş oy
birlik olarak oy vermek Verb
bireysel olarak değil de iş-kollarında temsil ettikleri üyeler grubu olarak hareket eder
ticaret birlikleri kongresinde uygulanan bu yönteme göre oy kullananlar
bir toplantıda temsilcilerin kendi üye sayıları kadar oy kullandıkları oylama
bir kararı kabul etmek Verb
oy eşitliğini bozacak oyu kullanmak Verb
oy vermek Verb
etkin oy: iki tarafın oy sayısının eşit olması halinde katıldığı tarafın kazanmasını sağlayan başkanlık
oyu.
to have a casting vote: etkin oy sahibi olmak.
kınamaya ilişkin şey
kınamaya ilişkin oy
oy sayılarında yakınlık
güvenoyu
(US) parlamentoda oylama
parlamento da oylama
kredi vermeyi onaylama
kararı belirleyecek önemli oy
iki tarafın oyları eşit olduğunda sonucu belirleyecek başkanın oyu
oy toplamak Verb
oy almak Verb
teslim kamyoneti
direkt oy
direkt seçim
karşı oy Noun, Law
red oyu Noun, Law
ret oyu Noun, Law
seçmenler kurulu oyu.
oy verme hakkı olma
son oy
kesin oy
kesin olmayan oy durumu
yüzen oy
genel kurul oyu
bir parlamentonun bütün üyelerinin katıldığı oylama
parti grubu tarafından alınan karar üzerine milletvekillerinin aynı oyu kullanma zorunluğunun olmayışı
oy kullanma hürriyeti
kesin neticeyi belirleyen oyu kullanmak Verb
(Br) müzakereye son vermek için oylama
işarî oy Politics-Intl. Relations
işaret oyu Politics-Intl. Relations
oylama ehliyetini haiz olmak Verb
oy eşitliğini bozacak kararı verecek oyu kullanmak Verb
nüfuzu olmak Verb
oy kullanma hakkı olmak Verb
göçmen oyu
oy kullanma hakkı
geçersiz oy
sonucu kararlaştıran oy
sonucu etkileyen oy
işçilerin oyları Noun
sendika üyelerinin oyunu kaybetmek Verb
oy çoğunluğu
çoğunluk oyu
azınlık oyu
ülkenin toplam oy sayısı
olumsuz oy
aleyhte oy Noun, Law
karşı oy Noun, Law
güvensizlik oyu
parlamento oyu
parti grubu tarafından alınan kararla milletvekillerinin aynı oyu kullanma
parti grubu tarafından alınan kararla milletvekillerinin aynı oyu kullanma zorunluluğu
birden çok oy kullanma hakkı
bir kimsenin birden çok oy hakkı olması
plebisit
kamuoyu yoklaması
kamu oyu yoklaması
tercihli oy
nispi oylama
tepki oyu Politics-Intl. Relations
oya koymak Verb
bir oya itiraz etmek Verb
seçme hakkı Noun
oylama hakkı
ad okuyarak oylama
ad okuyarak yapılan oylama
kırsal kesimin oyu
bir önergeyi desteklemek Verb
gizli oy
senato oyu
ayrılma referandumu
işaret oyu Politics-Intl. Relations
işarî oy Politics-Intl. Relations
gizli oy
oybirliğiyle seçim
oy birliğiyle seçim
ittifak oyu
bölünen oy
nabız yoklama oyu.
grev kararı için oylama
grevi oylama
bütçe oyu
oyunu kullanmak Verb
eşit oy sayısı
devredilebilen oy hakkı
başka adayların devredilebilen seçim oyu
ittifak oyu
oybirliği
sayılmamış oy
sesli oylama. Noun
kadınların oyu
yazılı oy
(Br) bütçeyi onaylamak Verb
kararı oylama ile almak Verb
aleyhinde oy kullanmak Verb
bir şeye karşı oy vermek Verb
genel af için oy vermek Verb
oylama ile ortadan kaldırmak Verb
oy satın alma Noun, Politics-Intl. Relations
oy pusulası ile oylamak Verb
vekil sıfatıyla oy kullanmak Verb
vekâlet ile oylama
oy avcısı
oy avı
oy kontrolu
oy sayımı
oy sayıcısı
oy toplayıcı Noun, Law
oy sayıcı
oy sayımı Noun, Politics-Intl. Relations
seçim turu
yenilgiye uğramak Verb
önergeye karşı oy kullanmak Verb
bir teklifi kabul etmemek Verb
bir partiye oy vermek Verb
hükümet lehine oy vermek Verb
fonu kabul etmek Verb
oy alıcı, oy toplayıcı: çok oy alan aday veya seçim sloganı.
vote getting: (çok) oy toplama/alma. Noun
oy avcılığı
oy avcısı
oy avcılığı
seçmek, (lehinde oy vererek) kazandırmak.
birden çok turla yapılan oylama
olumlu oy vermek Verb
oyların durumunu gösteren levha
oy kaybeden
seçimde hile yapan kimse
güven oyu
güvensizlik oyu
listeden seçmek Verb
bir kararı oylamak Verb
bir kararı oylama
tadil tasarısı için oy kullanmak Verb
kabul etmemek Verb
seçmemek Verb
oy kayıt cihazı
(US) cumhuriyetçi partiye oy vermek Verb
tesir ve nüfuz ile oy toplama
birini seçmek Verb
bütçeyi onaylamak Verb
(US) önceden hazırlanmış seçim listesini sandığa atmak Verb
ittifakla kabul etmek Verb
seçimi kazanma
bir önergeyi ittifakla kabul etmek Verb
güvensizlik oyu için takrir vermek Verb