Available on App Store
Get it on Google Play
EN
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
clap
Geniş Tasarım
İngilizce-Türkçe
Terimler/Kalıplar
Ingilizce-Türkçe Çeviri
Fiil
el çırpmak.
The teacher clapped to attract the class's attention.
Fiil
(bir cismi kuvvetle başka cisme) vurmak, vurarak şakırdatmak.
Fiil
(ahbapça, samimiyetle veya teşvik/takdir için) arkasına/sırtına vurmak, eliyle hafifçe sırtını okşamak.
He clapped his friend on the back.
Fiil
(şiddetle) kapamak, çarpmak.
She clapped the book shut.
Fiil
alkışlamak.
The people in the theater enjoyed the play and clapped loudly.
Fiil
(kuş) kanat çırpmak.
Fiil
(ansızın/şiddetle) yerleştirmek, yerine koymak, oturtmak, atmak, tıkmak.
clap in jail/prison
:
hemen hapse atmak, kodese tıkmak.
The judge clapped the criminal in prison.
Fiil
(gürültü ile) birbirine çarpmak.
The shutters clapped in the wind.
Fiil
şıpırdatarak/şakırdatarak gitmek.
She clapped across the room in her slippers.
İsim
el çırpma.
İsim
şaklama, şakırtı.
İsim
tokat, şamar.
İsim
patlama, gürleme.
a clap of thunder
: gök gürlemesi.
İsim
ânî darbe/vuruş/hareket.
İsim
(dostça/samimiyetle) sırta vuruş.
He gave me a clap on the back and invited me for dinner.
İsim
alkış.
He got a good clap
: İyi alkış topladı.
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler
clap (one's hands
çırpmak
Fiil
the clap
belsoğukluğu.
clap a writ upon sb's back
birine dava açmak
Fiil
clap by the heels
hapse atmak
Fiil
clap by the heels
deliğe tıkmak
Fiil
clap eyes on
gözüne ilişmek/çarpmak, görmek.
It's many years since I clapped eyes on him
: Onu senelerdir görmedim.
I've never clapped eyes on him
: Onu (hayatımda) hiç görmedim.
clap for
alkışlamak
Fiil
clap handcuff on sb
birine kelepçe takmak
Fiil
clap handcuffs on
kelepçe takmak
Fiil
clap handcuffs on sb
birine kelepçe takmak
Fiil
clap hold of
yakalayıvermek.
clap import duties on
(bir şeyin üzerine) ithalat vergisi koymak
Fiil
clap of thunder
gök gürültüsü
clap on
(a) bağlamak, (b) ilâve yelken açmak.
clap on a fine
: para cezasına çarptırmak.
clap on one's
hat: şapkasını başına geçirmek.
clap on a pistol to someone's head
: birinin başına tabanca dayamak.
clap on the breaks
fren yapmak
Fiil
clap someone in prison
birini hemen hapse atmak
Fiil
clap someone on the shoulder
birinin omuzuna vurmak
Fiil
clap up
hapse atmak
Fiil
a clap of thunder
gök gürlemesi
lay/clap (someone) by the heels
hapsetmek.
lay/clap/set eyes on
gözüne çarpmak/ilişmek, görmek, bakmak.
When I set eyes on Paris for the first time …
: Parisi ilk defa gördüğüm zaman …
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.