distinguish

  1. Fiil
    distinguish from: ayırmak.
    The ability to talk distinguishes human beings from animals.
  2. Fiil ayırt/tefrik etmek, farkını bilmek/anlamak.
    It is hard to distinguish her from her sister. I can distinguish
    (between) right and wrong.
  3. Fiil seçmek, fark etmek, tanımak, anlamak, görmek, işitmek, idrak etmek.
    I cannot distinguish things so
    far away. Flowers may be distinguished by their scent.
  4. Fiil sivril(t)mek, temayüz et(tir)mek, değer kazan(dır)mak.
    distinguish oneself by … : … ile temayüz
    etmek.
    She distinguished herself by winning all three prizes.
  5. Fiil sınıflandırmak, sınıflara ayırmak, tasnif etmek.
  6. Fiil meşhur yapmak.
aralarındaki farkı belirtmek/söylemek/göstermek.
Can you distinguish between these two objects?
benzer görünen davaları birbirinden tefrik etmek Fiil
ayrılmak Fiil
fark edilmek
ayırmak Fiil
temeyyüz etmek Fiil
temayüz etmek Fiil
sınavda başarıyla geçmek Fiil
kalabalıkta birini seçmek Fiil
ödülle taltif etmek Fiil
dikkati çekmek Fiil
öne çıkmak Fiil