Available on App Store
Get it on Google Play
EN
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
gripe
Geniş Tasarım
İngilizce-Türkçe
Terimler/Kalıplar
Ingilizce-Türkçe Çeviri
(sımsıkı) yakalama(k)/tutma(k)/kavrama(k).
sıkıntı vermek, cefa/eziyet etmek, ıstırap çektirmek, zulmetmek, canını yakmak.
(bağırsak/mide) sancılan(dır)mak, sancı vermek, ağrı(t)mak.
I feel my stomack griping
: Midemde
sancı duyuyorum.
a griping pain
: şiddetli karın ağrısı.
canını sıkmak, kızdırmak, öfkelendirmek, sinirlendirmek.
His tone of voice gripes me.
(parasını) sımsıkı tutmak, cimrilik yapmak.
sızlanmak, yakınmak, şikâyet etmek, homurdanmak, vırvır etmek.
What's he griping about now? He's griping
about his income tax again.
Denizcilik
(yelkenli gemi) rüzgâra tutulmak.
kontrol, hakimiyet, tahakküm.
The empire held many small nations in its gripe.
pençe, kavrama, tutan/kavrayan şey.
tutamak, sap, kulp, kabza.
şikâyet, sızlanma, yakınma.
My main gripe is, there's no hot water.
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler
gripe about
(US) dırdır etmek
Fiil
gripe session
satış temsilcilerinin şirketin ürünlerinden
gripe session
ağlama toplantısı
gripe session
personel politikasından ve çalışma koşullarından sızlandıkları toplantıyla ilgili deyim
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.