Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. = shipping order.
  2. Zamir birisi, bir kimse.
    You can meet someone you like.
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

admit someone into one's confidence
birine sırrını açmak Fiil
application someone as one's proxy
birini vekil tayin etmek Fiil
application someone one's heir
(US) birini mirasçısı olarak belirlemek Fiil
appoint someone one's agent
birini vekil atamak Fiil
appoint someone one's agent
birini temsilci tayin etmek Fiil
appoint someone one's agent
birini temsilci atamak Fiil
appoint someone one's agent
birini vekil tayin etmek Fiil
ask someone to give (a person) one's regards
selam söylemek Fiil
assist someone with one's counsels
birine akıl vermek Fiil
associate one's self with someone in an undertaking
bir işte biriyle ortaklığa girişmek Fiil
be a drag on someone all one's life
ömrü boyunca birinin baş belası olmak Fiil
bed someone to one's will
birine kendi iradesine boyun eğdirmek Fiil
bequeath someone . the whole of one's estate
birine mâmelekinin tümünü vasiyet etmek Fiil
bequeath to someone the whole of one's estate
birine mülkünün tümünü vasiyette bulunmak Fiil
bring someone into one's interest
birini kendi tarafına kazanmak Fiil
constitute someone one's heir
(US) birini mirasçı atamak Fiil
constitute someone one's proxy
birini vekil tayin etmek Fiil
count someone among one's best friends
birini en iyi dostları arasında saymak Fiil
devest someone of one's rights
birini haklarından mahrum etmek Fiil
divest someone of one's authority
birinin yetkisini almak Fiil
draw one's sword against someone to draw sb's attention to sth
birine kılıç çekmek birinin dikkatini bir şeye çekmek Fiil
employ someone in one's service
birini çalıştırmak Fiil
exploiting someone for one's own ends
istismar
give one's arm to someone
birinin koluna girmek.
give someone a bit of one's mind
azarlamak Fiil
give someone a bit of one's mind
haşlamak Fiil
give someone a good piece of one's mind
birine ağzına geleni söylemek Fiil
give someone a lick with the rough side of one's tongue
birini şiddetle paylamak Fiil
give someone a piece of one's mind
birisini azarlamak/paylamak, hakkında düşündüklerini açıkça söylemek.
give someone a title to one's gratitude
birine müteşekkir olmak Fiil
give someone definite information as to one's intentions
birine niyetleri hakkında kesin bilgi vermek Fiil
give someone notice of one's intention
birine niyetlerini bildirmek Fiil
give someone notice of one's intentions
birine niyetlerini bildirmek Fiil
give someone one's blessing
birini kutsamak Fiil
give someone one's hand on/upon something
el sıkarak anlaşmak, mutabık kalmak.
give someone something in one's will
birine vasiyetinde bir şey vermek Fiil
give someone something in one's will
birine vasiyetinde birşey vermek Fiil
give someone the thrill of one's lifetime
birine hayatının en zevkli anını yaşatmak Fiil
give someone use of one's library
birini kitaplığından yararlandırmak Fiil
have someone down in one's will for $ 200 , 000
000 dolar bırakmak Fiil
have someone down in one's will for $ 200,000
vasiyetnamesinde birine 200,000 dolar bırakmak Fiil
have someone in one's hair
(US) tahammülünü yitirmek Fiil
have someone in one's pocket
birini otoritesi altında bulundurmak Fiil
have someone in the palm of one's hand
birini avuç unda tutmak Fiil
have someone on one's arm
kolunda birisi olmak.
have someone on one's back
arkası olmak Fiil
have someone on one's back
destekleyicisi bulunmak Fiil
have someone under one's thumb
birini emrine tabi kılmak Fiil
help someone with one's advice
birine akıl vermek Fiil
hold/have someone in the palm of one's hand
(birisini) avucunun içine almak, bir kimse üzerinde büyük nüfuz ve kudreti olmak.
hono u r someone with one's confidence
birine güvenerek saygı göstermek Fiil
include someone among one's friends
bir kimseyi dostları arasına katmak Fiil
include someone in one's will
birini vasiyetnamesine dahil etmek Fiil
institute someone as one's heir
birini vâris tayin etmek Fiil
keep someone in one's pay
birini kadrosunda tutmak Fiil
lash someone with one's tongue
birini sözle paylamak Fiil
lend someone one's aid and assistance
birine yardımda bulunmak Fiil
let someone climb up on one's shoulders
omuz vermek Fiil
look at someone from the corner of one's eye
birine korkuyla bakmak Fiil
look at someone out of the corner of one's eye
yan gözle bakmak Fiil
make someone one's heir
birini mirasçı yapmak Fiil
make someone one's heir
birini vâris tayin etmek Fiil
make someone one's proxy
birini vekil tayin etmek Fiil
mark someone down as one's successor
birini hedefi olarak tayin etmek Fiil
mention someone in one's will
birini vasiyetnamesine almak Fiil
mention someone in one's will
birini vasiyetname sine almak Fiil
mention someone in one's will
vasiyetnamesine birini almak Fiil
mislead someone as to one's intentions
birine gerçek niyetlerini başka türlü göstermek Fiil
offer someone an interest in one's business
birine işine iştirak etmesini teklif etmek Fiil
offer someone one's condolence
birine başsağlığı dilemek Fiil
offer someone one's condolence
taziyede bulunmak Fiil
pay someone from of one's own pocket
birine kendi cebinden para vermek Fiil
pay someone from one's own pocket
birinin masrafını kendi cep inden çekmek Fiil
pay someone from one's own pocket
birinin masrafını kendi cebinden çekmek Fiil
persuade someone of the truth of one's statement
birini söylediğinin doğru olmadığına inandırmak Fiil
pin one's hopes on someone
birine ümit bağlamak.
place someone in one's office
birini bürosuna almak Fiil
put one's arm around someone
kolunu birinin beline dolamak.
put someone in one's pocket
birini (oyunda) cebinden çıkarmak Fiil
put someone in one's will
birini vasiyetinde düşünmek Fiil
put someone up (as a guest in one's home
misafir etmek Fiil
quote someone as one's authority
birini otorite olarak göstermek Fiil
raise one's hand to/against someone
birine el kaldırmak, dövmeye yeltenmek.
receive someone into one's family
birini ailesine kabul etmek Fiil
receive someone into one's family
birini aileye kabul etmek Fiil
reckon someone one's friend
birini dost saymak Fiil
remember someone in one's will
birini vasiyetnamesinde unutmamak Fiil
take someone into one's confidence
birine sırlarını açmak Fiil
take someone into one's confidence
birine açılmak Fiil
take someone into one's service
birini çalıştırmak üzere yanına almak Fiil
take someone under one's protection
birini himayeye almak Fiil
take someone under one's protection
birini koruma sına almak Fiil
take someone under one's wing
kol kanat germek Fiil
throw in one's lot with someone
birisiyle kader birliği yapmak, kaderleri bir olmak.
throw oneself at someone/someone's head
birinin dostluğunu/sevgisini kazanmaya çalışmak.
to have someone on one's back
pistonu
trip someone with one's foot
çelmelemek Fiil
twist someone around one's (little) finger
birini (küçük) parmağında oynatmak.
twist someone around one's little finger
takla attırmak Fiil
twist someone round one's little finger
birini parmağının ucunda oynatmak Fiil
twist someone round one's little finger
birini parmağında oynatmak Fiil
watch someone out of the tail of one's eye
birini göz ucuyla izlemek Fiil
welcome someone to one's house
evini birine açmak Fiil
win someone over to one's side
birini kendi tarafına kazanmak Fiil
win someone over to one's view
birine fikrini kabul ettirmek Fiil
win someone to one's party
partisine birini kazanmak Fiil
win someone to one's party
parti sine birini kazanmak Fiil
wind someone round one's little finger
birisini parmağında oynatmak, ona her istediğini yaptırmak.
bad-mouth someone
birinin arkasından konuşmak Fiil
bad-mouth someone
birinin hakkında kötü konuşmak Fiil
cast someone
birini oyuncu olarak seçmek Fiil, Sinema
cast someone
birini oyuncular arasına seçmek Fiil, Sinema
cast someone
birine rol vermek Fiil, Sinema
delay someone
birini geciktirmek Fiil
delay someone
birini oyalamak Fiil
delay someone
birinin gecikmesine neden olmak Fiil
delay someone
birini tutmak Fiil
delay someone
birini alıkoymak Fiil
desire someone
biriyle cinsel ilişkiye girmek istemek Fiil
desire someone
birini cinsel olarak arzulamak Fiil
discourage someone
şevkinı kırmak Fiil
fail someone
birini hayal kırıklığına uğratmak Fiil
fail someone
birini yüzüstü bırakmak Fiil
flatter someone
etek öpmek Fiil
free someone
birini kurtarmak Fiil
free someone
birini serbest bırakmak Fiil
free someone
birini salıvermek Fiil
free someone
birini tahliye etmek Fiil
free someone
birini özgür bırakmak Fiil
frisk someone
birinin üstünü aramak İsim
frisk someone
(US) bir kimsenin üstünü aramak Fiil
have someone
biriyle yatmak Fiil
have someone
biriyle cinsel ilişkide bulunmak Fiil
have someone
biriyle birlikte olmak Fiil
have someone
biriyle cinsel ilişkiye girmek Fiil
plant someone
birini yerleştirmek Fiil
plant someone
birini gizlice görevlendirmek Fiil
rate someone
birine değer vermek Fiil
rate someone
birini paylamak Fiil
rate someone
birini azarlamak Fiil
retain someone
tutmak Fiil
retain someone
birinin işten ayrılmamasını sağlamak Fiil
retain someone
görevlendirmek Fiil
retain someone
işe almak Fiil
retain someone
birinin çalışmaya devam etmesini sağlamak Fiil
search someone
bir kimsenin üstünü aramak Fiil
waste someone
birinden kurtulmak Fiil
waste someone
birini yenmek Fiil
waste someone
birini mağlup etmek Fiil
waste someone
birini öldürmek Fiil
someone else
başkası İsim
someone else
başka biri
bring up someone before someone
birini yargıcın huzuruna çıkarmak Fiil, Hukuk
bring up someone before someone
birini mahkemeye çıkarmak Fiil, Hukuk
cast someone alongside someone
birine birinin yanında rol vermek Fiil, Sinema
cast someone opposite someone
birine birinin karşısında rol vermek Fiil, Sinema
constrain someone constrain someone to do sth
birini zorla tutmak ; birini bir şey yapmaya zorlamak .
deliver someone to someone
birini birinin eline teslim etmek Fiil
deliver someone to someone
birini birinin ellerine bırakmak Fiil
deliver someone to someone
birini birine teslim etmek Fiil
establish someone .
birini yerleştirmek Fiil
have someone bump someone off
temizletmek Fiil
have someone poison someone else
zehirletmek Fiil
have someone stone someone to death
taşlatmak Fiil
identify someone as someone
birinin biri olduğunu tespit etmek Fiil
identify someone as someone
birinin biri olduğunu ortaya çıkarmak Fiil
identify someone as someone
birinin biri olduğunu teşhis etmek Fiil
identify someone with someone
birini biriyle özdeşleştirmek Fiil
intercede with someone/for someone
.: (birisi için) ötünmek, şefaat etmek.
He interceded with the governor for me, and I was saved. To
intercede with the father for (on behalf of) the daughter.
introduce someone to someone
birini biriyle tanıştırmak Fiil
introduce someone to someone
birini birine tanıştırmak Fiil
introducing someone to someone else
takdim
let someone kiss oneself or someone else
öptürmek Fiil
lump someone in with someone
aynı kefeye koymak Fiil
lump someone in with someone
bir tutmak Fiil
lump someone in with someone
aynı saymak Fiil
match someone up with someone
birini biriyle buluşturmak Fiil
match someone up with someone
birini birine ayarlamak Fiil
match someone up with someone
biriyle biri arasında çöpçatanlık etmek Fiil
name someone after someone
birinin adından esinlenerek birini adlandırmak Fiil
name someone after someone
birine birinin adını vermek Fiil
prevail upon someone to lend someone $ 100
birini birine 100 dolar vermesi için ikna etmek Fiil
put someone on with someone
birine birini vermek (telefonda) Fiil
put someone on with someone
birine birini ayarlamak Fiil
put someone on with someone
birini birine bağlamak (telefonda) Fiil
put someone on with someone
birini biriyle tanıştırmak Fiil
put someone through to someone
birini birine bağlamak Fiil
put someone through to someone
biriyle birini görüştürmek Fiil
put someone through to someone
biriyle birinin telefonda görüşmesini sağlamak Fiil
put someone through to someone
telefonla birini birine bağlamak Fiil
refer someone to someone
birini birine havale etmek Fiil
refer someone to someone
birini birine sevk etmek Fiil
set someone against someone
birbirine düşürmek Fiil
set someone against someone
birini birine düşman etmek Fiil
set someone against someone
biriyle birinin arasını bozmak Fiil
tell someone and someone apart
birini birinden ayırt etmek Fiil
tell someone and someone apart
biriyle birini ayırt etmek Fiil
turn someone against someone else
doldurmak Fiil
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.