1. İsim vapur /lokomotif/fabrika bacası.
  2. tınaz, yığın, ot/saman yığını/kümesi.
    stack-yard: tınaz yeri.
  3. istif, muntazam yığın.
  4. (büyük kütüphanelerde üstüste dizili) kitap rafları.
  5. bacalar.
  6. (bkz: smokestack ).
  7. Askerlik2 tüfek çatısı, çatılmış üç tüfek.
    stack arms: tüfek çatmak.
  8. İngiliz kömür ve odun ölçüsü: 108 kadem küp ≈ 3.05 metre küp.
  9. (kumarda) bir eldeki oyun fişleri.
  10. bolluk, bir yığın/bol şey.
    I've stacks of work: Bir yığın işim var.
  11. yığ(ıl)mak, istif etmek/edilmek.
    The villages are stacked with food: Köyler erzak/yiyecek dolu.
  12. kümele(n)mek, destele(n)mek.
    stack the cards: kartları hileli destelemek.
itidalini kaybetmek, çok öfkelenmek, tepesi atmak, zıvanadan çıkmak.
When he came in and saw the mess, he blew his stack.
tepesi atmak, son derece öfkelenmek.
çatmak Fiil
bacalar kümesi
çatı bacaları İsim
soğutma kafesi
kuru ot yığını
tüfek çatmak Fiil
hile ile kart dizmek Fiil
baca çekmesi
istiflemek Fiil
kaloma Denizcilik
kitap salonu
istif etmek Fiil
yığmak Fiil
araba kazası geçirmek Fiil
uçağı bekleme pistine sokmak Fiil
odun istif etmek Fiil
(Br) çağdaş endüstrilerin aksine
İngiltere'de ağır endüstrilere verilen ad