1. tuhaf, garip, acayip.
    What a strange idea!: Ne acayip fikir!
    It's strange that he has not arrived
    yet: Hâlâ gelmemiş olması acayip!
    strange - looking: acayip görünüşlü.
  2. görülmemiş, ilk defa görülen.
    strange faces.
  3. başka yerden gelmiş.
  4. yeni, alışılmamış.
  5. yabancı, ecnebi.
    a strange place: yabancı bir yer.
    find/feel strange: garipsemek, yadırgamak.
  6. utangaç, çekingen, mahcup, ürkek.
  7. strange to: acemi, toy, tecrübesiz, alışmamış. I'm strange to this job: Bu işe alışık değilim.
  8. acayip bir şekilde.
acayip, öyle mi dedi? acayip
kendini tuhaf hissetmek Fiil
acaip kıyafet
acayip kıyafet
garip yatak arkadaşları (ortadaki koşullardan ötürü birlikte çalışmak zorunda kalan hasımlar İsim
acayip tipler İsim
dönen acayip işler
kritik durum
garip mülahaza
alışık olunmayan çevre
acaiptir ki
acayiptir ki
acaip bir yer
acayip bir yer
acayip bir ses
acaip bir ses
yadırganmak Fiil
kent yaşamına yabancı olmak Fiil
işe yabancı olmak Fiil
garip fikirleri olmak Fiil
yabancı bir gemiyi teşhis etmek Fiil