[art ]

art
sanat.
the fine arts: güzel sanatlar.
applied arts: uygulamalı sanatlar.
a work of art:
sanat eseri.
the plastic arts: yoğrumlu sanatlar.
art
sanat eserleri (mimarî hariç).
a museum of art: sanat eserleri müzesi.
an art collection:
sanat eserleri kolleksiyonu.
art and architecture: sanat ve mimari.
art
hüner, maharet.
the black art: büyü.
the noble art (of self defense): boks.
I had no
art or part in it: Ben o işin içinde değilim (benim bunda dahlim yok).
art
zanaat.
art and commerce: zanaat ve ticaret.
arts and crafts: sanatlar ve elişleri.
art
(üniversite öğreniminde) güzel sanatlar ve toplumsal bilimler.
Arts Faculty: Edebiyat Fakültesi.

He is studying art: Resim tahsil ediyor.
art
to be fiili şimdiki zamanının ikinci tekil şahsı. Thou art: sen … sin. Bu gün bunun yerine
you are denilmektedir.
“aşırı, müfrit, ziyadesiyle”: bir şeyi istenmeyecek tarzda aşırı yapan kimse anlamı katar.
ör.: drunkard,
sluggard, coward, braggart.
Suffix
art
rear Noun
art
back Noun
art
backside Noun
art
behind Noun
art
hind end Noun
art
rear end Noun
art
end Noun
art
posterior Noun
art
butt Noun
art
stern Noun
art
tail end Noun
art
heel Noun
art
breech Noun
art
bottom Noun

art
Arka taraf, arka