ımmediately

tutuklama emri olmadan derhal tevkif etmek Verb
tutuklama emri almadan tevkif etmek Verb
tutuklama emri olmadan tevkif etmek Verb
ihbar öneli vermeden işten çıkarmak Verb
yayın tarihinde yürürlüğe giren
birini hemen bir eve yerleştirmek Verb
hemen, çabucak, derhal, şimdi, şu anda.
I have to go home immediately, it is very urgent: Derhal
acele olarak eve gitmem gerekiyor.
Stop that, immediately!
aracısız, doğrudan doğruya.
It does not affect me immediately: Beni doğrudan doğruya etkilemez.
hemen, ardından, -i takiben.
The school is immediately on your right, behind the park: Okul hemen
sağınızda, parkın arkasındadır.
… anda, akebinde, (bir olay) olur olmaz.
You may leave immediately he comes: O gelir gelmez gidebilirsin.
(zamanaşımı kanunu) hemen yürürlüğe girmek Verb
mektubunuz üzerine hemen harekete geçtik