bir arsa ile ilgili olmak
Verb
bir şeye bağlı olmak
Verb
vakadan haberi olmak
Verb
bir vakadan haberi olmak
Verb
olay, vak'a, hadise.
That was the strangest incident of my life.
(piyeste) başlıbaşına küçük olay.
(önemsiz/ikinci derecedeki) olay.
Frontier incidents: Sınır olayları.
çarpışma, çatışma, vukuat.
In a recent incident 2 bombs exploded.
(utandırıcı mahiyette) toplumsal olay, skandal.
vukuu umulan/beklenen, muhtemel.
The risks incident to the life of a test pilot.
bağlı, tâbi, doğal/ayrılmaz parçasını oluşturan.
The duties incident to a position of responsibility:
Sorumlu bir mevkiin ayrılmaz bir parçası olan görevler.
These duties are incident upon me as a teacher: Öğretmen olarak bu görevler bana düşer.
gelen, düşen, çarpan.
Physics
dışişlerinde çalışanların yaşamlarına ilişkin yükümlülükler
Noun
işin normal seyri içinde yer alması olası tehlikeler
Noun