march

  1. Noun Mart, yılın üçüncü ayı
  2. Military arş
  3. (düzgün/talim adımlariyle) yürümek, asker gibi (rap rap) yürümek, hızla yürümek/gitmek/ilerlemek, yürüyüş
    yapmak.
    We watched the soldiers marching. She was very angry and marched out (of the shop). Time marches on.
  4. (zorla) yürütmek, sevketmek, göndermek.
    The little boy behaved badly, so she marched him up to bed.
    They marched the prisoner away.
  5. resmi geçit yap(tır)mak.
    He marched the soldiers.
  6. yürüyüş, yürüme, askerî yürüyüş, geçit resmi.
    The army is prepared for the march.
    forced march:
    cebrî yürüyüş.
    line of march: yürüyüş yolu, yürüyüş hedefi.
    march column: yürüyüş kolu.
    march outpost: yürüyüş ileri karakolu.
    march-past: geçit resmi.
    march unit: yürüyüş birliği.
  7. bir yürüyüşte alınan yol.
    It was a short/a day's march from the city to the camp.
  8. ilerleme, ileri gitme, terakki, gelişme.
    The march of science. History records the march of events.

    steal a march: belli etmeden üstünlük kazanmak.
  9. yürüyüş marşı, marş (müzik).
    funeral march: cenaze marşı.
    wedding march: düğün marşı.
    He
    enjoyed listening to marches.
  10. marchland ile ayni anlama gelir. sınır, hudut, sınır şeridi, sınır boyunca uzanan arazi parçası.
  11. hudut çizgisi/işaretleri.
  12. march with: hemhudut olmak, ortak sınırı olmak.
yaklaşma yürüyüşü
protesto yürüyüşü
cenaze/matem marşı. Noun
cebrî yürüyüş.
özgürlük yürüyüşü
ölüm marşı
cenaze marşı
resmî balo açış töreni(nde davetlilerin salonda yaptıkları yürüyüş). Noun
açlık yürüyüşü
asker marşı
yürüyüş düzeni
geçit resmi
resmigeçit
protesto yürüyüşü
yürümeye hazır
eğitim yürüyüşü
sessiz yürüyüş
Uzun Yürüyüş Noun, Politics-Intl. Relations
1 Mart'a kadar (mart dahil)
düğün marşı
yürüyüş düzeni Noun, Military
yürüyerek bir yere gitmek Verb
olayların gidişi
fiyatların gidişi
çıkıp gitmek Verb
basıp gitmek Verb
çekip gitmek Verb
polis eşliğinde sevk etmek Verb
yürüyüş yapmak Verb
yürümek Verb
yürüyüş emri
geşit resmi yapmak Verb
ilerleme durumu
birini zorla bir yere sokmak Verb
birini zorla bir yere götürmek Verb
birini zorla bir yere sürüklemek Verb
içinden yürüyerek geçmek Verb
askerleri yürütmek Verb
arşınlamak Verb
volta atmak Verb
ileri geri yürümek Verb
ileri, marş!
başkasından önce davranmak/hedefe ulaşmak.
başkasından önce bir hedefe gizlice ulaşmak Verb
birinden erken davranmak Verb
birinin bir adım önüne geçmek Verb
birine belli etmeden üstünlük kazanmak Verb
ilk kez önceki Mart ayının en yüksek noktasını aşmak Verb
son derece ürkek/vahşi.
8 Mart tarihli mektubunuza rücuen