sepet havası çalmak (argo)
Verb
yürürlüğe konmak üzere olmak
Verb
terfi etmek üzere olmak
Verb
birşeyi yapmak üzere olmak
Verb
bir şeyi yapmak üzere olmak
Verb
para politikasını gevşetmek üzere olmak
Verb
… yapmayı hiç düşünmüyorum.
Sentence
…e hiç niyetim yok.
Sentence
bir şey karşısında mest olmak
Verb
bir kimseyi cezalandırdıktan sonra ağladığı için daha şiddetli cezalandırmak.
sokak köşelerinde avare avare dolaşarak meyhanelerin açılmasını beklemek
Verb
birine bir şey hakkında itirazlarda bulunmak
Verb
... umurunda olmamak
Verb
bir şey hakkında hiç haberi olmamak
Verb
birini baştan savmak
Verb
birine bir işten söz etmek
Verb
bin dereden su getirmek, sözü döndürüp dolaştırmak, konudan uzaklaşmak.
ifa etmek, (başarı ile) bitirmek, sona erdirmek.
uyuş(tur)mak, anlaş(tır)mak.
vuku bulmak, meydana gelmek, maksada ulaşmak.
oyalanmak, bulunduğu yerden ayrılmamak/uzaklaşmamak.
rahat bırakmamak.
to be put about: rahatsız olmak, rahatı bozulmak, taciz edilmek.
başlamak, girişmek, teşebbüs etmek.