akin

  1. Adjective yakın hısım, akraba, yakın kan bağı olan.
    Cousins were too closely akin for marriage: Kardeş çocukları
    arasındaki yakın kan bağı evlenmelerine engel idi.
  2. Adjective benzer, aynı özellikte/tabiatte.
    feeling akin to fear: korkuya benzer bir duygu.
    Something
    akin to vertigo was troubling her: Başdönmesine benzer bir şey onu rahatsız edyordu.
  3. Adjective ilgili, alâkadar.
invasion
influx
storm
incursion
(fish) run
rush
raid
assault
inroad
affluence
afflux
drift
excursion
forage
rushing and surging in grounds
to attack Verb
to flock Verb
to raid Verb
incursions into the capital
to make incursions into the capital Verb
to raid a country Verb
to flock in from all quarters Verb
to arrive from all quarters Verb
to trickle out of the theater Verb

Büyük istîlâ hareketlerinden önce düşman kuvvetleri ... düşman topraklarına salma hareketi