başkan

Turkish-English Translation

  1. president
  2. chairman
  3. Noun chair
  4. front
  5. chief
  6. principal
  7. chieftain
  8. moderator
  9. governor
  10. chief magistrate
  11. in-chief
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

başkan vekili
deputy president Noun, Public Administration
başkanlık
presidency Noun
büyükşehir belediye başkanı
metropolitan mayor Noun, Public Administration
eş başkan
co-chair Noun, Politics-Intl. Relations
genelkurmay başkanı
chief of general staff Noun, Military
il başkanı
province chairperson Noun, Public Administration
Kontrgerilla Daire Başkanı
Head of Counter-Insurgency Office Proper Name, Politics-Intl. Relations
mahkeme başkanı
presiding judge Noun, Law
(erkekler manastırında) başkan
abbot
(işçi ilişkileri) tarafsız başkan
impartial chairman
as başkan
deputy chief
daimi (ömür boyu) başkan
permanent president
daimi başkan
permanent president
eş genel başkan
co-chair Noun, Politics-Intl. Relations
fahri başkan
honorary chairman
fahri başkan
honorary president
geçici başkan
temporary chairman
hâkim başkan
dominant leader
ikinci başkan
vice- president
kadın başkan
chairwoman
kadın başkan
ladies'president
kadın başkan
lady president
kanuni yetkiyi haiz başkan
legally qualified chairman
onursal başkan
honorary president Noun
sabık başkan
past president
sabık başkan
ex-president
seçilmiş ama henüz görevi devralmamış başkan
president elect
seçimle iş başına gelmiş başkan
president elect
tarafsız başkan
impartial chairman
toplantı başkan
chairperson
yeni başkan
new president
yönetici başkan
managing president
başkan adayı olmak
to run for the presidency Verb
Başkan adayını seçen parti kongresi
National convention
başkan adına mal alan komisyoncu
commission buyer
Başkan Başmüşavirleri
Senior Counsellors to the Speaker Noun, Organizations
başkan değişikliği
change in leardership
başkan değişikliği
change in leadership
başkan kabinesi
official family
başkan maiyeti
presidential suite
Başkan Müşavirleri
Counsellors to the Speaker Noun, Organizations
başkan olmak
to assume the chair Verb
başkan olmaya razı olmak
to consent to being president Verb
başkan seçilmek
to be elected president Verb
başkan seçimi
election of a president
başkan seçimi için oy kullanmak
to cast a vote for presidency Verb
başkan seçimi için oy kullanmak
to cast a vote for the presidency Verb
başkan seçmek
to elect a chairman Verb
başkan tayin etmek
to application as chairman Verb
başkan vekili
deputy managing director
başkan vekili
vice chairman
başkan vekili
deputy chair Noun, Public Administration
başkan ya da başkan yardımcısı seviyesinde
chief operating officer
başkan yardımcılığı
vice- presidency
başkan yardımcısı
vice president
başkan yardımcısı
deputy chief
başkan yardımcısı
vice-chairman
başkan yardımcısı
deputy chairman
başkan yardımcısı
vice chairman
başkan yardımcısı olmanın dezavantajları
vice- presidentitis Noun
bir başkan tarafından maşa olarak kullanılan kişi
cat's paw
bir zamanki başkan adayı
onetime contender for presidency
birini başkan seçmek
to chair sb Verb
birini başkan seçmek
to elect someone chairman Verb
en yaşlı olması nedeniyle başkan olan kişi
chairman by seniority
eskiden başkan olmuş olmak
to have passed the chair Verb
grup başkan yardımcısı
group vice president (GVP) Noun, Management
idari başkan yardımcısı
executive vice president Noun, Management
kıdemlilik ile başkan olmak
to be chairman by seniority Verb
meclis başkan yardımcısı
vice chairman
şube başkan yardımcısı
assistant department head
ticari işlerde başkan hesabına hareket eden temsilci
attorney in fact
ticari işlerde başkan hesabına hareket eden vekil
attorney in fact
yokluğunda başkana vekalet edecek başkan vekili
acting president
yokluğunda başkana vekâlet eden başkan vekili
acting president
yönetim kurulu başkan vekili
deputy chairman of the board of directors Noun, Management
yönetim kurulu başkan yardımcısı
vice chairman of the board of directors Noun, Management
IMF Birinci Başkan Yardımcısı
IMF First Deputy Managing Director Noun, Economics
US Başkan'ın emriyle
(at the pleasure of the president ,) pleasure
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Bir milleti, bir topluluğu temsil eden, ... olan kimse, baş, reis
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.