beat out

  1. (a)
    argo yenmek, mağlûp etmek. (b) (marangozlukta) zıvana açmak, (c) birşeyi dövüp yassıltmak.

    beat out iron.
    beat out a path: (fundalıkta vb.) yol açmak.
    beat someone's brains out: Birinin beynini patlatmak. (d) vurarak ateşi söndürmek, (e) rüzgâra karşı yelken açmak.
    The sailing ship beat out the sea. (f) (davul vb.) çal(ın)mak.
    The drummers beat out their tropical music and we all danced.
birini birşeyde geçmek Verb
birini birşeyde alt etmek Verb
birini birşeyde mağlup etmek Verb
çalmak Verb
vurmak Verb
söndürmek Verb
kafa yormak/patlatmak, (birşeyi anlamak/çözmek için) bütün zekâsını/gücünü kullanmak.
She beat her
brains out studying, but couldn't keep up with the rest of the class: Bütün gücü ile çalıştı ise de diğer öğrencilere yetişemedi.
eşek sudan gelinceye kadar dövmek, kemiklerini kırmak.
I will beat the daylights out of you if you steal my apples again.
adamakıllı pataklamak Verb
pösteki çıkarmak Verb
birini eşek sudan gelinceye kadar dövmek Verb
birini iyice pataklamak Verb
birini adamakıllı dövmek Verb
birini çok fena dövmek Verb
birinin ağzını burnunu kırmak Verb
posasını çıkarmak Verb
sağlama gitmek Verb
kafa patlatmak Verb
uzun uzadıya düşünmek Verb
çok düşünmek Verb
kafa yormak Verb
enine boyuna düşünmek Verb
birini bayıltıncaya kadar dövmek, pestilini çıkarmak,
argo canına okumak.
I will knock the
daylights out of you: Senin canına okuyacağım.
kıyasıya dövmek, temiz bir dayak çekmek, eşek sudan gelinceye kadar dövmek.
bir kimsenin bilgisi/tecrübesi/uzmanlığı dışında.
He said that computer programming is off his beat.
pastırmasını çıkarmak Verb